ADI EYLÜL'DÜ
Adı Eylül’dü,
Güzden hüzünlüydü yüzü Sarıydı hasretin yüzüne düşen gölgesi Dilinde aynı türkü Yalnızlığını söylüyordu ayrılığa Çok giden uğurlamıştı uzaklara Yüreği ıssız bir limandı şimdi Adı Eylül’dü Güzden hüzünlüydü yüzü Hazanda güldü Bekledikçe neler birikti içinde Ne yaşlar kurutmuş Ne küller soğutmuştu Yanıkları dursa da yangınların Ne acılar unutmuştu Adı Eylül’dü Güzden hüzünlüydü yüzü Solgun yapraklar gibi Dilinden bir “ah” döküldü Tenince beyazlaşıyordu saçı Eski gece siyahlığı Hangi ellerde çiğlenip Hangi şafaklarda yitti kim bilir Ve kimeydi bu amansız vefa Kimdi bu suskun beklediğin Gençliğini kime içirdin ki Yıllarını dumanladı yüzüne Kirpiklerinde ıslanan Gözlerinde buğulanan kim Yanağının al çukurlarında Yağmurlara tuttuğun kim Dilinde pranga olup Dudaklarında kıpırdanan Önce fısıldayıp Sonra yuttuğun kim Söyle mahrem sır bilip Gönlünde unuttuğun kim Adı Eylül’dü Güzden hüzünlüydü yüzü Hazanda güldü Kimselere anlatmadı öyküsünü Mühürlü dudaklarından Hiç düşürmedi Ayrılık türküsünü… MESUT SÜTÇÜ |
rasay tarafından 2/27/2012 11:10:06 AM zamanında düzenlenmiştir.