EMİRGAN KORUSU
Boğazın karşısın da kocaman ağaçlar
Laleler siyahtan kırmızıya mora İnsanlar kolkola mutlu huzurlu Bahar sevinçleri içinde İstanbul Demli çay kokusu buram buram Ilık rüzgar misafir sofralara Köşkleri pembe beyaz sarı Doyumsuz sohbet bahçeleri Kuğular nazlı, kuşlar cıvıl cıvıl Boz tenli sıcak gülüşlü şişman falcı Birkaç kuruşa söyler geleceği Korkar çocuk yüreği kara gözlerden Fısıldaşır aşıklar ulu çınarların gölgesinde Mucize nağmeler ulaşır gökyüzüne Gazozcu, simitçi, boloncu karışır sesler Emirgan korusu En güzel yıllarımın şahiti Erguvanların mevsimi geçti yine geldim Sancılı saatleri hayatımın Karlar yağıyor saçlarıma tek tek Ellerim üşüyor güneşim nerede Çıplak ağaç dallarına asılmış umutlarım Uçuşuyor yapraklarım sarı kızıl Hasret şarkıları çalıyor sazım Küf kokuyor toprağın Solmuş taç yaptığım çiçekler Sisler ardında maziden kalanlar öbek öbek Her parçam kırık toplanmıyor artık Kimsesizliğimin çığlığı yankılanıyor sessizliğe Falcı kadını arıyor gözlerim Savursun baklaları anlatsın Bitecek desin, bitecek üç vakte kadar yalnızlığın Bulutlar grilendi aktı akacak Değişime uğradı acılarım Umuda ve gelecek zamanlara çocuk sevinçlerim uzak Yılların hatırası,yüreğimde silinmeyen izler Mevsimin getirisi yaşananlar Biliyorum yeşerecek yine ağaçların Raks edecek cocuklar renk cümbüşlerinde Senin suskunluğun hazırlık bahara Gençliğimin silinmeyen izlerini Yeniden yaşayarak kalktım oradan Söz verdim lalelerin şöleninde geleceğim yine |