Ölümün Kıyısında Hayatlar.Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ölümün kıyısında ki hayatlarını sürdürürken, hayatın her anını güzel kılmaya.......
Ölümün kıyısında sessiz geçer hayatlar…
Issız çığlıklar eşliğinde, saat sekize çeyrek kala gün başlar, Açılır odanın kapısı, başlar ayrılıklar. Kaç yürek yanmıştır bilinmez, Azraillin pençesinde. Acılı ağıtlara eşlik eder soğuk duvarlar. Duvarlara çarpıp geri dönünce ağıt yankısı, Bir kez daha tekrarlar. Bütün hayatı bir sayfa kâğıda sığdırır imam. Künyesi eksiksiz yazılır, kimliği alınır, defteri dürülür, Sorarlar ölenin nesi olursun? Kimi der “eşiyim” Kimi der “kardeşiyim” Kimi der “ne sorarsın be adam yürek yangınımdan belli değil mi? Ciğer parem gibi görünmez mi?” Beyaz patiskalara düşer üşüyen üryan bedenler. Ve gönülsüz göçler başlar. Sessiz köylere uzanır yollar. Ve kısa sürer yolculuklar. Var olan onca zamana inat, İki ezan vaktine sığar hayat… Kiminin elinde kınası solmamıştır daha. Kimi ilk sakal tıraşını olmamıştır ya! Bazısı atmışında ninedir, Kimide yetmişinde dede… Acıdır ayrılıklar yakar yürekleri yinede. Kiminin adı Ayşe’dir. Kiminin adı Murat... Anneee! Diye feryat eden on üç yaşında bir kız. Ya da on dördüne basmış ayak, Ey hayat yapamaz mıydın? bu kıza bir kıyak. Yakışıyor mu sana bu kızı annesiz koymak… Ahmet’in bir oğlu kalmıştır, Nazlı’nın bir oğlu, birde kızı. Sönmemiş midir kaç evin yıldızı. Nasıl dayanır insan ölüm denen acıya. (innalillahi ve inna ileyhi raciuuun.) (Her nefis ölümü tadacaktır.) Katlanır mıydık bilmem, ilahi bir emir olmasa. ISSIZ DÜŞLERİM DUDU BAYRAM/ ANKARA |
ne hoş bir anlatım beyenerek dinledim evet bitanem
bu dünya fani toprakran geldik toprağa döneceğiz meleğim
yorumunu beyenerek dinledim çok güzel