Ulema
epik arayışların çıkmaz sokağında,
cephanesi zayıf imlalarında tükenmiş hazinesi yerle yeksan olmuş şiirim. kapım yıldırımlarla kırılalı, bir başlığım bile yok. soğuk ve yağmur sızısı iliklerimde kara kışlar tünemiş bahar çiçeklerime şu eldivensiz ellerimse garip akım-sız ve çığ kütlelerine teslim ulema koyaklarında şehrin… serbest figanım var ellerimde, mezhebi geniş deryalara açılan.. kaç ritim büyütür yüreğimin teli şu modern çağ dedikleri şifamı dağıtacak yarım yamalak öğretilerime ama olsun… gitarımın tınısında ararım buğulu sesini bir tutam la-mi-nor le süsler, hazin besteler yaparım.. ona da yetmiyorsa, omuzlarım gibi düşürürüm kaleleri… ey aşk-ı şiir! gidişatın Bağdat’ ta olsa sora sora bulurum adresini. Şems, Fuzuli, daha niceleri adımlarından sorarım izlerini Kaf yollarında sürgün Anka nereye çevirdin yörüngeni sorgudan kaçan sanık misali. içi hınca hınç özlemle dolu kabartma desenli yiğit kafesimden göğsümden aldın mı icazeti…!? şubat 2012 |
sora sora bulurum adresini.
Şems, Fuzuli, daha niceleri
adımlarından sorarım izlerini
Kaf yollarında sürgün Anka
nereye çevirdin yörüngeni
sorgudan kaçan sanık misali.
içi hınca hınç özlemle dolu
kabartma desenli yiğit kafesimden
göğsümden aldın mı icazeti…!?
güzel şiirdi tebrikler