TARİH SAYFALARINDA SEN
Seni anlatmak sancısı tuttu
Tarih kitabını alıp bir sayfa çevirdim Kavimler göçü çıktı önce Yerimi yurdumu terk edip Buralara gelişimi anımsadım Başka bir coğrafyada seni buluşumu Sonra Roma gibi ikiye bölünüşümü Bir taraftan seni isteyip Bir yandan da istemeyişimi Ve alev alev tükenişimi Başka bir sayfada Sümerler vardı Yazının icadıydı tarihi başlatan Tıpkı şiir yazmaya senle başlamam gibi Her şiirim Orhun’da abide misali Yukardan aşağı ve çaprazlamasına sen gizli Ne farkı var Moğol istilasından Gözündeki acımasız bakışın Ya da küskünlüğünle Sarıkamış’ta zalim bir kışın Kırk bin kere ölmeli mi Sırtını döndüğünde Yanmalı mı ya da Yemen çöllerinde Bu sayfada da İstanbul var Yani fethedilmez gibi duruşun Muratların muradısın doğru Ama sen fatihini arıyorsun Ve belki de Bayezıt olmak düşüyor bana Senden çok uzakta Çubuk’ta esir olmak. Malazgirt ovasındayız bu sayfada Bir zaman sınırlarıma geliyorsun Tutsağın oluyorum sen acıyorsun Esaretten beter ediyor hürriyetim Sonra Sina’nın ortasında kalıyorum Ellerinden tuttuğumda Kerbela’ya dönüyor Selamsız geçtiğin Ve beni terk ettiğin her yer Filistin’de bir çocuk yüzünde mahzunlaşıyorum. Her seferinde söylemeye bileniyorum sevdiğimi Ama Viyana’da Süleyman gibi Elim boş dönüyorum. Bazen bırakıyorsun beni Şahlanıp dolu dizgin Üç kıtada yürüyorum Bazen kuşatıyorsun etrafımı Bizans gibi daralıyorum İsyanımı kışkırtıyor suskunluğun Umarsızlığına ihtilaller saklıyorum Ya Kürşatlığım ya Mazdekliğim Ya da Fransa’da şairliğim tutuyor Düzeni temelinden sarsıyorum Duy ki Yedikule’de Osman gibi Sana haykırıyorum Ardı sıra çeviriyorum sayfaları Tarih hep seni yazmış sanki Ama ne kadar doğrusun anlat İbrahim’in ateşinde kor Yusuf’un gömleğinde kan Firavun imanı gibi yalansan Yahut yeni bir kıtada Kızılderiliye düşman beyaz adamsan Kutuplar kadar uzak dur benden Yok İbrahim’in ateşine su Yusuf’un kuyusuna ip Firavun önünde cesaret olacaksan Babil’de asma bahçelerini Nemrut’ta güneşin batışını Ve yedi harikada Bin bir geceli yaşamak halini O zaman gör Çelebi heybesinde gezip Diyar diyar toz tutan bu acemi şairi MESUT SÜTÇÜ |