Özledim Ulan!Böyle hunharca gidişinin eş anlamlısını Bulamıyorum hiçbir lisanda Sanki tüm dünya görmezden gelmişti Bu içimden göçüşünü Gitme diye kaldırmıştım tüm ayakkabılarını O kadar hazırdın ki bu gidişe Yalın ayak ezip geçmiştin beni… … Takvim yapraklarının birinde Karşılaşırız diye geçtiğim caddelerde Önümden çok sağıma solumda geziniyordu gözlerim… Ya da bir kuyrukta Arkamda duran kadın ya sensen… … Sen gittin, duvarlarında rutubet izleri kaldı bir tek Sen gittin, Bu şehir gitti benden… … Yokluğun ilk göz ağrımdı benim, Hangi ilk unutulmuş ki! Seni unutabileceğimi söylüyorsun Ben seni göz bebeklerimde Anne kutsallığın da büyüttüm Hangi evlat ana kucağının sıcaklığını bulabilir ki Başka bir yürekte… … Hatırlıyor musun şu bank’ı… Hani utangaçlığımızdan gözlerimizin içine bakamazdık Yağmuru bahane edip sokulmuştun koltuk altıma… Bir bebek gibi sarılmıştım sana Annen baban hikâye kadın! Hiç kimse, soğuk bir taşa benim gibi içten sarılamaz… … Özledim be Seni Özledim… … Senden sonra hangi şiirimde Bir aşkın özgürlüğünü ilan edebilirim? Hangi kadın yüreğimde ki diktatörlüğünü devirebilir? Ben senin böyle ansızın gidişini Nasıl hazmedebilirim… … Dönersin diye pencere kenarlarında bekledim Asker yolunu bekleyen bir ana gibi Gözledim yollarını… Her eylül de yağan vuslat yağmurlarına ismini verdim Bütün mevsimleri inkâr ettim Sırf sonbahar’da geldiğin için… Ben hep kış’a hazırlık yapıyorum … Gözlerime çarpmadın mı Hatırlamıyorum seni Mutfak önlüğünü bile attım üzerine ismimizi yazdığın Çöpçüler bir sabah aldı götürdü seni Gidişin gibi Çaresiz izledim onları da Onlar iyi bakmadı sana Ama sen kendine iyi bak … Alışmaya çalıştığım her an biraz daha Adın gibi aklıma geliyor geçmiş Alışamıyorum sevgilim, Özlüyorum ellerimi tutuşunu Gözlerimi kapatıp ‘ ben kimim’ diye soruşlarını Anla ulan işte her anını Her dakikanı unutamıyorum Özlüyorum ulan Özlüyorum… … Tek pişmanlığım Gidişine mani olamamamdır Hiç yoktan bir kuru gözyaşı dökseydim diyorum Ama bizde babadan yadigardır Bu gurur işte… Dimdik duruyordum Bakmıyordum bile arkandan… “Bu kadar kolay mıydı be adam” Diyişlerin kulaklarımı çınlatmıştı Değil be kadın bu kadar hafif değildi İçime kustum ben gözyaşlarımı Gururum ayaklar altındaydı Gözlerin gözlerime değmediği anda Ayaklarım titriyordu, Ellerimi bulamıyordum yerlerinde Bulsaydım Yapışırdım kollarına bırakmazdım seni… … Soruyormuşsun arkadaşlarına ‘o nasıl diye’ Öldürdüğün soruyu sorma ulan İyi değilim işte Kemiklerim sızlaya sızlaya özlüyorum Ama sen sevgili! Özletme bu kadar kendini Bi koşu gel yanıma Verdiğim sözleri tutmuyorum İpince giyiniyorum kar yağdı mı bu şehre İçkiyi de sigarayı da bırakmadım işte Kendime hiç iyi bakmıyorum sevgilim Hani bana bir şey olursa dayanamazdın ya Gidişinle öldüm ben Sen yaşıyor musun hala? Emre Kınay |
Hangi ayrılık ve hangi çaresizlik bu kadar gerçek anlatılır.Özellikle bu satırlardan çok etkilendim.Kaleminize sağlık,tebrik ederim.Saygılar