1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1244
Okunma
…/ Geçmişte bırakılan dip notları
Seni sorguluyor…/
Öyle bir gidişin vardı ki
Hiçbir imla kitabında bulamadım karşılığını
Sanki tüm dünya görmezden gelmişti bu göçü…
O kadar çok ayakkabın vardı ki,
Her bir gidişe özel seçilmiş
Terk etmeleri biriktirme koleksiyoncusu kız…
Benimkisi şu köşede duran
Kırmızı rugan mıydı?
Sen gittin,
Varlığına sunduğum en maceralı gözyaşıydı benimkisi
Sen gittin,
İnsanlık soykırıma uğradı gözlerimde
Sen gittin…/…içimde kaldın…
Ben gittim sana…
Sende ki bana iyi bak…
… / Kırgınlıklarımı da al yanına
Ve sen sıkı giyin!
Bu veda benim içimi yaktı
Oralar soğuk olur…/
Şahsi bir bahis yapıyorum yüreğime
Her hüzün tecrübemdir diye…
Senden sonra hangi şiirimde
Bir aşkın özgürlüğünü ilan edebilirim?
Hangi kadın yüreğimde ki diktatörlüğünü yıkabilir?
Bir iç savaş bu yaşadığım…
İttifak bağı kurdum yüreğimde kalbimle…
Sen yoksun…
Pencere boylarında koptu takvim yaprakları
Ana gibi yar!
Asker yolu bekler gibi
Şafak çizdim duvarlara…
Her eylül’de toprağa kokusunu veren
Vuslat yağmuruna verdim ben ismini…
Sırf sonbaharda çiçeklerimi açtırdığın için…
Gidişin ellerime bıraktığın tek pişmanlığım
Soruyormuşsun arkadaşlarına ‘o nasıl diye’
Ölümün koynuna bıraktığın soruyu sorma be kadın
İyi değilim işte…
Kemiklerim sızlaya sızlaya özlüyorum
Ama sen sevgili özletme kendini bu kadar!
Bi koşu çıkıp gel yanıma
Ben verdiğim sözleri tutmuyorum
İpince giyiniyorum kar yağdı mı şehre
İçkiyi de sigarayı da bırakmadım işte
Kendime hiç iyi bakmıyorum sevgilim…
Tek kişilik yalnızlıkları giydirdin üstüme
Hani bana bir şey olduğun da içinde
Binlerce parça ölüyordu ya…
Kendi içimde infilak ettim…
Sen yaşıyor musun hala?
15.58
7 Mart 2012
Emre Kınay
5.0
100% (2)