Gecenin Huzuru
Vakitlerden gece, bir çoğunun hüsran vakti,
Benimse huzurumun vakti. … Köhne, kuytu ve karanlık bir yolda yürüyorum, Bir yanda, doğallığımı koruyacağım diyen bembeyaz bir örtü ve arasından ben yaşayacağım dercesine fışkıran çimenler. Bir yanda doğallığı baltalayan beton binalar. Diğer yanda ise doğallığın simgesi, çam ağaçları, Bembeyaz örtüyle kaplanmışlar, görseniz yaşlanmışlar dersiniz, Aksine o beyaz hoş örtü kış mevsiminin çamlara güzel bir armağanı, KAR. … Israrla yağan kar, kirpiklerime vuruyor sertçe, koparırcasına, Karşımdan ise buz gibi bir rüzgar esiyor yüzümü dondururcasına. Ağaçlardan gelen insanı korkutmak istercesine seslenen hışırtılar, Her ne kadar bun anlar yolda yürüyüşümü zorlaştırsa da, kimi zaman da beni titretse de, Bu vakit huzurun bende olduğu vakit. … Gecenin zifiri karanlığına damgasını vuran ay ışığı, ve gönlümde yeşeren hoş ve aheste bir güzellik. Sonbaharın hüsran izlerini taşıyan ve ay ışığıyla beliren, sonbahardan kalma, karla yaşam mücadelesi veren kahverengi solgun yapraklar. Tüm bunların bende oluşturduğu fiziki soğukluk, doğayla kucaklaşma, üşüme sonucunda bende oluşan ise hiçbir yerde bulamadığım huzur. Huzur ki ne huzur hiçbir zaman görmediğim bir huzur, ayrı bir tat. Mesut ZEYTİN - 18.02.2012 |