Biz Geliyoruz
I
Ey çelişkilerin dönüşüme uğradığı dev volkan Ey miladını yazamayan tanımsız tarih Kuruyan dallarını kendi budayan sır ormanı ey Çaresiz gözlerle belirsiz düşlerin kundağında ufku gözleyen eçhel mahkumiyetlerin mimarı vahşi gözardılardan sızan tehdit Seni tarlaya beni sofraya hepimizi dünyaya sığamaz eden kayıp önemseyişlerin yorgun vakanüvisleri konuştu Gülü şehirden atın bülbülün isyan saatidir Yabani sürülerin salındığı kaçak çayırlara dökülen suları kesin Kökünden kesilmiş kaktüsleri zulümden korkan aşk sürgünü kapılara bırakın Muzaffer komutanların fütursuz edalarıyla girsin kuşatılmış karanlık kapılardan iblis Çelik ve ahşap ve kemik ve kan yığınağı kapıları açın Şimdi yerkürenin mahşere mahşerin ızdıraba tahammülsüzlüğünü konuşma vaktidir Şehre ses veren bütün kanalları açın Ey güvercini göçer kaçar korkar belleyen acemi ebced çözücüleri II Düş serüvencileri Bize tanım koyup söylediler Yola revan olup sevda kuşları biriktiren iki cansınız Tutuksuz yargılanan iki dal heyecansınız Artık bunu kirli ama görkemli giysilerimizle çıplak ayak yürürken Çakıl taşlarının üstünden Sevdaya dönüşen yeteneklerimizin tümüyle biliyoruz Toplayın getirdiğiniz ne varsa zemheri zindanlarınızdan ve terk edin şehri Çıkınlarımızda ışıktan sözcüklerle biz geliyoruz BÜLENT AYDINEL |