yaşayordum
yıllar geçer sanırdım aradan
değilmiş ben geçmişim yamru yumru ben geçmişim it dalaşı ayrık otu az karanlık kapkaranlık yabancı kelime dip notu yılların arasından. sandım ki serçeleri doyurmuşum el’ilen değilmiş o kadar açmış ki ellerim sevmeye serçe gagasını dokunmuş. dilim varmıyor yaprak savruldu gün kavruldu demeye. ahanda bitti yol ’’uzun kavak ne gidersin engine’’ gecenin ilerleyen vakitlerinde gündüzün ilerleyen vakitlerinde demek yorulmuyor yelkovan demek sokmuyor akrep bahar diyor dal diyor arı diyor bal diyor didin diyor kal diyor el diyor ayak diyor çekil şimdi sal diyor... sıkı sıkıya örtmeliyim dudaklarımı sözlerim kaçar. gecenin kıyısına vurmuş şiir gecenin kıyısında sebepsiz kelimeler balık desem balık değil tuz desem hiç... çok küçüktüm karakalemle suluboya resimler yazıyordum annem saçlarımı tarıyordu tel tel kelimeler dökülüyordu dişlerimin arasından. ucu bıçakla açılmış kağıtla bileylenmiş keskin kalemim vardı tabletler kazıyordum. atlar koşuyordum dereler akıyordum bulutlar büyüyordum sanıyordum yağmurlar yağıyordum... belki bekçi düdüklerinde saklanmış çığlıklar gibi bi kısa bi uzun bi kısa... yaşayordum tarifi yok... |
Kara pulat uz kılıcım tartmayınca
Kara börklü koca başın kesmeyince
Alca kanın yer yüzüne tökmeyince
Karındaşım Kayan kanın almayınca
...........................................
Dede Korkut tadındaydı, kutluyorum.