Tanrısı...Her sabah olmasını istediği gibi Olduramadığı adımları vardı Kendi içinde körleşen.. Tanrısına söz dinletemiyordu. Elinde kaplı bir defter, Her akşam yaşadığının özetini Sabah eline aldığı sayfadan okuyordu… Geç kalıyordu hep bir şeylere, Tanrısı da buna göz yumuyordu… Aynada kendine baktığında Ötelere göz kırpıyordu, Bir yıldız parlıyordu aniden gökte… Tanrısı onu seviyordu aslında… Hayatını kuru sıkı tabancalarla şenlendiriyor, Kuru gürültülerle tahtında coşuyordu. Yoktu ona kendini gösterecek bir gölgesi, Ya kısaydı kendinden ya uzun bazı bazı, Aslında gerçeği de saklamıyordu ondan tanrısı… Ne zaman bir kalabalığa girse Orda sivriliyordu gözleri, Birilerine batıyor, Kör ediyordu farkında olmadan… Ne zaman yalnız kalsa Kendinde büyüyor Kaplıyordu tüm yalnızlığını… Çoğaldıkça tanrısından artıyor, Zamansız yükseliyordu kendi gözünde Üstelik aklına sığmıyordu tanrısı… Sofralarda ekmeğe hükmediyor, Ancak karıncayı eziyordu Beslediği hıncı… Baktığını göremiyor, El yordamıyla körlüğüne iltifatlar yağdırıyordu. Baygındı gerçeklerin içinde Uğultudan ibaretti hayatı Alnında ölüm tarihini taşıdığından habersizdi Bu yüzden bazen alay ediyordu sanki onunla tanrısı… Bir gerçeğini sarıp sarmalamış Yalan olduğunun soğukluğu Değmesin diye ruhuna Bazı bazı uğrardı sakladığı sandığa… Bakıp düşünürdü uzun uzun, Ne zaman yalan olduğunu anlasa Epeyce uğramazdı yanına bir daha… Kendi gülerken tanrısı ağlayacak değildi ya, Radikal bir sertlikte bırakmıştı onu dünyaya, Sonradan erimişti heykelinin balmumu, Hangi zaafına yenilse Sümük gibi yapışıp kalırdı onda, Her girdiği kabın şeklini alır İhanet ederdi bir sanat eserine… Bir fenomendi… Ve hala kendini hala öyle sanırdı, Bilmezdi bildiğini tanrısının… Gribal enfeksiyon geçirmiş Ruhunun üst solunum yolları, Neye meyletse sümkürürdü ruhuna Kimyasal zehirli bir atığı… Daha ne yapsın ona tanrısı, Hangi çağda yaşıyordu, İnanmazdı ilaçlarına kocakarının… Renkli vitaminlerle vücuduna Yapay dopingler yapar Ruhunun maraziyetini saklardı Kendinden bile… Gel de gülme… Tanrısı sen de gül çekinme… Ne kadar ıramışız kendimizden, Adem havadan bugüne… Çırılçıplak soyunmuş elmaları Kapış kapış aldırıyorlar bize… Kapitalist düzenin tanrısı Düşünmekten alıkoyuyor bizi… Dipnot: herkesin tanrısı en çok zaman ayırıp en çok düşündüğüdür. dedi fatmani... |
Tanrısı sen de gül çekinme…
Ne kadar ıramışız kendimizden,
Adem havadan bugüne…
Çırılçıplak soyunmuş elmaları
Kapış kapış aldırıyorlar bize…
Kapitalist düzenin tanrısı
Düşünmekten alıkoyuyor bizi…
DEĞİŞİK AMA,ÖZEL VE GÜZEL.
.