DÜNDEN BU GÜNE
Yıllar öncesinde yaşadıkların hayatından atılmıyor,
Hep bir yerlerde kalıyor, hatırlıyor insan ince ince, Ansızın gözler habersizce boşluğa öyle bir dalıyor, Meraktan ileri sarılan acılı, dertli, kederli bir flimce. Düşünülen her karede nakış nakış işliyor kendini, Arıyor, yaşadıklarının bu denli acılı olma nedenini, En derinlere hapsediyor kör düğüm olmuş kederini, Ama nedense bir türlü çözemiyor talihsiz kaderini. Konuşurken sesi titrek boğazında boğumlanıyor, Gözlerinin en kuytu yeri dahi kanlı yaşla doluyor, Düşüncesinin içerisindeki ufak şeye mutlu oluyor, Zaman çok geçmeden bahar yaprağı gibi soluyor. Hep böyle mi geçer ki günleri kapkara, Hayatla parası çok olan geçer madara, Dualar en güzel şekilde edilir Yaradana, Allah zeval vermesin insanın öz sağlığına. Tekin’im ne oldu ki sende daldın bu gün, Kardeşin gelmedi diye olmadı mı düğün, Hep beraberken ne de mutluyduk dün, Nedense birbirimizden habersiziz bu gün... |