Yetim Kan, Yetimin Ol
yol dursun, bir fısıltıdan ibarettir
geceleri kalbimizin yağması ölümü taşıran ırmakların kalbine. yol dursun, çığlığına yürüsün unutulmanın boynuna ezilmiş sessizliklerden bir kolye iliştirilen çiçek ordusu belki dağılmış bir anısı olur defterlerde bıçaklanıp kurutulmanın kalabalığa alışkın bir ölümün ardından yorumcular çağı doğacak bir gecikmiş gibi usul usul koşarken yanındaki gölgesinden yorulan ve okuldan atılmış bir aşk dünyayı ezberlerken gece ve gündüz bazı aşklar tarihten bazıları muhasebeden kendini tekrarlayacak bazı şehirlerde akşamları ses almaya çıkılır çarşı pazar uzun yazlardan sonra yıldızlardan soyunmuş konuşkan bir ay başlar kim susar kim karşılar bilirim evlere sokulan beyaz uykular kadar ayartıcı yağmurların payına okşanmıştım hâlâ üşürüm ölümü anlatalım anlaşılsın için bazı hayatlar ölümü kardeşi gibi arayan kan, belki kalkar odalardan ve akar rüyalara doğru yenilmiş bir gezgin kalbiyle akar konuşkan ay yeniden konuşuncaya kadar yetim kan, yetimim ol başka yurt aramadan. |