karda suyağmur bizim için yağardı su ağdalı hem de hıçkıra hıçkıra bir gönül geçirirdi karşıya kırmızı ışıkta vurgun senin ellerin su derin kuyulardı yaktığım her külden kendine anka 30 kuş dağlara doğru geçmişin ayak izlerini bırakıyorsun karda su üşüdüğümüz zamanlar eskimiştir artık izimize karışmıyor izleri ayın geceler masal olmaktan çıkmış hafif meşrep bir kadını oynuyor senin gözlerin su iki zayıf çocuk birini düşürmüştün bisikletten ya kırmızı olanı ansırsan dünya küçük bir sarmaşıkken büyüdüm aştım kendime ziller boyu bende çınlıyor zaman çirkli bir aytaşı ipekli kumaşlar simli fırtınalar su her koşu tozduman bir elifti okumayı sevdirtti kitaplar aşkın delisi su sayfaların bir bütünlük kaldı kalbin icazetten arılı göğün en güzel yerinde seviştik su dünyanın berrak sesini şırıl şerbet içerken Hüseyin Bozkurt |