KARACAOĞLAN
Kilimim siyahtır bütün renklerden
İçinde kil var milim var Umut’un içinde mut varsa Umutsuzluğun da içinde umut Bağnazlığın içinde Banaz Götürüp sonra Sivas’ta astılar Ülkemin ırmakları dışarı akar Neden bilmem can havliyle akar Akarsuların hepsi karasu Dağ doruklarında denizyıldızı çakıllar Akıntılar akıntılar ters akıntılar Üstünde simürg uçar Maphusta beyaz elli Musa Balıkçıl yürüyüşlü firavunlar Kedi adımlı dışişleri bakanları Onun parmaklarıyla konuşurlar Ayrılık vezirleri yabancıl yontular Nazımdaki nazı okşar gibi dururlar Babam sayrı düşmüş, döşeğinin altında Kasım güneşi ve asık yüzlü tanrılar Yaş otuz beş dantel gibi ortasından Sessizce yırtılmış temiz yüzlü hacılar Karacaoğlan der ki göçüm söküldü Kilimim parça parça acılar al al açar. |