VAKİT VAR DAHA
Elif Lam Mim. Yirmi üç haziran dokuz yüz altmış yedi
Bulanık atmosferin içinde gözlerim sımsıcak; Yel değirmeni’nden denize sarpa sararak inen bir sokakta. Vakit tamamdır diyorum. Ve sokağın sesi Diyor ki değil daha Vakit var daha Bir kilise tadı taşıyor Dolmabahçe camiinin pencereleri Uzaktan bakmak şartıyla ve aydınlık oluşunu saymazsak; Ve denizin gişesinde oturan kısa boylu saat kulesi Yakasının içine kaydırmış hafifçe basınç-ölçerini Diyor ki değil daha Vakit var daha Mermerin memelerinden hafifçe hafifçe damlıyor mavi İlk mavi, doğru mavi, çayır çimen bilgisi Cücükleniyor orda hemen ılık menekşesi Şems’in Çalgıcısını da yanında gezdirirdi Konya’da Şems ki Diyor ki değil daha Vakit var daha Bir koku gibi dururdu parmağı yüzüğünün içinde Gerindikçe bütün Doğuya yayardı bedenini, Sağlığından çerçeveler yaratır Kelime Hatun Uzun uzun duyardı gözlerine çekilmiş mili Diyor ki değil daha Vakit var daha Evlerden çadırlardan toplananlar bini buldukça Padişahın önünde törenle uçuruldu kelleleri. Geceyi bir dert gibi geride bırakan Yahudiye Gündüz de tırnaklı hayvanların eti haram edildi Diyor ki değil daha Vakit var daha Genç Osman annesinin rahmini çekip üstüne Adı burgaçlara yazılsın diye bekledi. Ve Sinan düdenlerde olsun diye ölümü Kurduğu her yapının temelini suya indirdi Diyor ki değil daha Vakit var daha Düşmanına ilerlerken tuhafça gülerdi Köroğlu’nun sırtında üst üste dokuz dombay derisi. Ve kaçarken yılan sokmuş orman perisi Gözleriyle izlerdi sessizce erkeğini Diyor ki değil daha Vakit var daha Deve, devenin üstünde tabut, biri çekiyor deveyi Üçü de Ali: deve, deveyi çeken ve tabutun içindeki, Çılgın gibi koşuyorum köylerden şehirlere Başını kayalara vura vura ilerleyen bir insan seli Diyor ki değil daha Vakit var daha Hafif kanlı Chevrolet’ler, hırslı Pontiac’lar, kıranta Buick’ler Gürültüyle akıp gidiyor General Motors’un enikleri; Ve ağır kıçlı, geniş çeneli, soluklu arabaları Ford’un; Ve ağaçlar görüyor, gözlüklü, iri kıyım Chrysler ailesini Diyor ki değil daha Vakit var daha Sokak lambaları yerebatanlar yük kamyonları Almadan edemeyeceğimiz bir selam gibi Sırtlar arkalar talvekler duldalar öte yüzler Ve kuyuya sarkıtılmış bir testinin dibi Diyor ki değil daha Vakit var daha |