Ne Çok Severdim Seni
Benim olsan ne çok severdim seni biliyor musun ?
Masum bir çocuğun küçücük aklıyla, Allah’a sımsıkı sarılmak istemesi gibi. Bırakmayı hiç düşünmeden, ve düşermeden ellerini bir duada, hep aynı arzuyla. Kocaman inancı ve bitmeyen sevgisi küçük beyaz avuçlarına, damla damla dolarken gözyaşlarıyla.. Sana olan sevgim öyle masumdu ki, hani anlatsam gözlerinin kahve tadındaki cenneti orta şekerli yaşlarınla dolar. Meleklerin narin kanatları çabucak ıslanır, bir daha uçamazlar. Sabahları yanağından hafif bir öpücükle uyandırmanın yürekte bıraktığı o hoş etki gibi, ve günaydınla gözünü açtığında ilk gördüğün kişi olma sevinci. İlkin olamam biliyorum, hayal bunların hepsi. Ve sonun da olamayacağım, hayat işte; başkası büyütecek hayallerimi gözbebeklerinle beraber. Gözbebeklerin bana baba demeyecek asla. Oysa içimdeki çocuğun bile anne diyesi var sana. Sevdiğin ’an, ne’ der sana biliyor musun ? Anne.. Benim değilsin, o yüzden içimdeki çocuk suskun, diyemeyeceğinden bunları sana. Şu an sadece içinden söylemekle yetiniyor. Bu yüzden de bi önemi yok bunların aslında, bilemeyeceksin ki nasılsa. Cevabım yok benim. Zaten soran olursa beni, tanımıyorum demezsin. Ama bi arkadaşım diyeceksin işte ve hatta önemsiz biri. Yalnız, içine kapanık, gözleri nemli, günleri ağlak, daha yüzmeyi bile öğrenememiş hayallerimden bile bahsedeceksin. Karanlık gecelerde yalnızlıktan boğulan içimdeki korkak çocuğu da anlatacaksın onlara; sevdiğini bile söyleyemeyen.. Platonik yaşanan saçma bir ayrılakla yetim ve öksüz kalan aynı zamanda. Dalga geçecekler yetimhane bir yürekteki hep kaybeden tarafta yer aldığım yaşam savaşlarıyla.. Hep seni kaybetmekten bıktım. Üvey duyguları yazarken satırlarıma, yoksul bir sevdadan ders alıp sevebilme ihtimalinin bile olmayışını getiriyorum şimdi aklıma. Parmağında geleceğe dair kehenat bir yüzük görüyorum. Birkaç yıl sonra ’başkasınınsın’ telifi ile uzaktan uzağa da olsa seni sevme hakkımı da alacaklar elimden. Hakimin suçsuz masaya vurduğu suçlu tokmakla beraber, yüzüme bir yumruk gibi vuracaksın sertçe.. Sesim çıkmayacak, güçsüz gücüme gidecek sadece. Masumum diyeceğim yine de çünkü sana olan sevgim çok masumdu.. Bir iç çekiş değil bu, ağızdan ağıza dolaşan yalnız yazılmış bir kader söylemi sadece. Sen hiç olmayacaksın alt tarafı, hep boş kalacak sol tarafım. Benim değilsin, kağıdım ıslanıyor gözlerim yüzünden. Telef olmasın, akmasın kalemimden dökülen kömür diye, kısıyorum kirpiklerimi. Ağzımda iki kelimelik küçük bir isyanla; benim değilsin. Oysa benim olsan ne çok severdim seni.. Ahmet Kastancı. |