“ Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih! ”
( Necip Fazıl Kısakürek )
Uyan derin uykudan şanlı ecdadım, uyan! Bugün, her günden fazla sana ihtiyacım var Ben yanmayı unuttum, bâri sen derdime yan Yıkılıp aramıza set çeken süslü duvar: “ - Musîbetler gönülden pası sildi ” diyelim “ - Yenibaştan bu millet bak dirildi ” diyelim “ - Gafletin şer bayrağı indirildi ” diyelim. Bedenler ruhu ile yakınlaşıp eşleşsin Aydın, münevver ile kaynaşıp, özdeşleşsin Benlikler mâzi olsun, “ biz “ ile kardeşleşsin.
Hangi kalem şanını yazmaya muktedirdir? Hangi nakkaş mührünü fırçayla tasvir eder? Akif’ in teşbihiyle Çanakkale; Bedir’ dir Sakarya’ nın damlası bilmem kaç nehir eder? Diller mecalsiz kalır İstiklâl’ i bir ansa! Ateş kendini yakar Feth’ in adıyla yansa! Renkte ziya kalır mı Malazgirt’ e boyansa? En kıdemsiz neferin hanlardan daha handır Adaletin; bengisu, eksikliğin; buhrandır Her dilde senin adın en şerefli destandır.
Sakın yüzüme vurup, deme: “ - Nerde mirasım? ” Kadrini bilemedim, sâhip de çıkamadım “ Şımarık çocuk ” gibi bitmedi ihtirasım Özenti peşindeki hevesi yıkamadım Localarda yoğruldum, istavrozlarla piştim Josef’ in keyfi için Yusuf’ larla tepiştim Ben artık sen değilim, bak ne kadar değiştim (!) Kimliğimden utanıp: “ Batı / n! “ Dedim, batırdım Hilâli uyuşturup haç yoluna yatırdım! Artık bu coğrafyada okunmayan satırdım.
Bitmiyor istekleri, tükenmiyor pozları Ah şanlı geçmişim ah! Hâlime sen yan bugün Atının nallarının savurduğu tozları Kırk yıl silemeyenler dünyaya sultan bugün! Tel Aviv yeni kıble, yeni Kâbe Washington Hazineden sorumlu defterdarımız Mushon Sahnede gamalı haç, kuliste kanlı mason Gâibten gelen sesle belirlenirken rota Dünün kısık sesinden her gün bir başka nota Karanlık mahfillerde türlü türlü harita.
Yazılan senaryonun hilekâr sahnesiyle Körpecik fidanları fütursuzca yitirdik! Çilesi bize düşen “ortak “ bahanesiyle Son kalan akçemizi harcayarak bitirdik. Şekillenen dünyada dirençsiz ve fakirdik Medine’ de açılan yüzsüz elden hakirdik Kendi kalemimizi yine kendimiz kırdık. Teslimiyet ruhuyla başkasından bekledik Kapı kapı dolaşıp acz ile tünekledik Yetmedi, her buyruğa şeksiz biat ekledik.
Çağdaşlaşmak adına onca evrim geçirip; Şekilsiz teknelerde yoğrulduk ve yoğurduk. Ucûbe zamanlara vaftiz suyu içirip; İbret-i âlem için bugünleri doğurduk! Adım adım boy verdi her köşede hıyanet Tek halkıyla kavgalı bu zamane siyaset İstikbâl, içte dışta çetelere emanet. Sanki kendine küsmüş ufuklar; sessiz artık Doğmaya tâkati yok güneş; hevessiz artık Ciğeri iflâs eden rüzgâr; nefessiz artık.
Silkeleyip kirlenen bedenimi çamurdan İnkârcı şu ruhumu kirden temizler miyim? Özüme bağdaş kurmuş inatçı, habis urdan Kurtulup ecdadımın izini izler miyim? Bana ses ver benliğim: - Yetmedi mi esâret? Doğrul ve kalk yerinden! Bitsin müzmin kasavet Damarlarında kudret, yüreğinde cesaret. Bana ses ver ecdadım: - Neredesin ey Fatih ? Bulutlar aralanıp tekrar güler mi tâlih? Dirilir mi bir daha o koca şanlı tarih? ...
( Not: Her sitede adımın ve şiirlerimin olmasını istemediğim için; yazılı izin alınmaksızın şiirlerimin tek tek ya da blok olarak kendi kayıt ettiğim sitelerin dışında yayımlanmasına izin vermiyorum.)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çağdaşlaşmak adına onca evrim geçirip; Şekilsiz teknelerde yoğrulduk ve yoğurduk. Ucûbe zamanlara vaftiz suyu içirip; İbret-i âlem için bugünleri doğurduk! Adım adım boy verdi her köşede hıyanet Tek halkıyla kavgalı bu zamane siyaset İstikbâl, içte dışta çetelere emanet. Sanki kendine küsmüş ufuklar; sessiz artık Doğmaya tâkati yok güneş; hevessiz artık Ciğeri iflâs eden rüzgâr; nefessiz artık.
Allah vatanımızı milletimizi dinkardeşlerimiz soydaşlarımızı korusun ,bir daha çocuklar yetim kalmasın dalgalansın bayrağımız .Vatanımız harika değerini gurbettekilere sorsunlar sınırı çıkınca her karış toprağı dünyadan üstün oluyor görülüyor.İyi haberleriyle seviniyoruz az üzücü olsa ağlıyoruz anlamlıydı şiiriniz kutlarım .Syden den selamlar dua ile .
abi MEVLA şefaatlerine mazhar kılsın ben inanıyorum ki neferinden komutanına paşasından padişahına o aziz ecdadın şefaat selahiyeti vardır. daha güzel anlatılamazdı ecdat vesselam
Riyasız, okumuş olduğum en iyi şiirlerden birtanesi dolu dolu hakikatı eğip bükmeden dile getiren O cesur , Yüreğinizden öperim. Sizler gibi müteyakkız insanlar hep var olacaktır inşALLAH. üSTAD MUHABBETLE SELAMLARIM. BELGELİ...
Tarih dirilir mi bilmem ama bu siirle o tarih bir kez daha dirilmek isterdi hakli olarak siirde yazilan tum guzellikleriyle .. Kalem kavi , yurek kavi , yazilan tarih kavi ... Kutlamak duser payima . Selam ve hurmetle ..
merhaba hocam amacım asla siyaset degil ama tedbiri gevşek tutmaktayız sanki her konuda her kesime taviz veriyoruz hem de en tehlikelisinden bu da ilerde bu türk milletini büyük bir imtihana götürüyor bence elbette taktir tecelli edecek ama rabbimin arzusu da tedbirli tevekküldür tedbirlerimizi zayıflatıyoruz neden derseniz malumunuz özelleştirme adı altında millilerin yabancılara satışları başta neyse konuyu fazla uzatmayım şiir harika idi eline yüregine saglık saygılarımla hazani
Defalarca okunsa da doyum olmaz mükemmellikte tarihi ibretlik bir şiir okudum. Ne diyeyim üstadım, o ruhu, yüreği, o mükemmel usta kalemi canı gönülden saygılarımla kutluyorum.
İstikbâl, içte dışta çetelere emanet. Sanki kendine küsmüş ufuklar; sessiz artık Doğmaya tâkati yok güneş; hevessiz artık Ciğeri iflâs eden rüzgâr; nefessiz artık.
Hocam emek dolu ve çok anlamlı güzel anlatımlı şiirdi yürek sesin var olsun... Selamlar, saygılar...
Saygı değer üstadım tarihe ecdatımıza vurgu yaman içeriği derin manalarla bezeli eserinizi beğenerek okudum ilminiz irfanınıza sağlık kutluyorum.Selam ve dualarımla.
diğer şiirleriniz gibi bu çok güzel ve zengin muhtevalı şiirinizi de derin bir haz duydum okumaktan...düşünceye sevk etmesi yanında etkileyici ve önemli vurguların olması şiiri daha da bir etkin ve güzel yapmış...teşekkürler değerli üstâdım, tebrikler...selamlar, saygılar...
Tel Aviv yeni kıble, yeni Kâbe Washington ............... Dikkatle, hüzünle ve ibret almaya çalışarak okudum... Suçlarımı düşündüm... Teşekkürler Kardeşim.. Selamlar, sevgiler...
böyledir bazen bir şiir çıkar karşınıza ve aylarca okuduğunuz doldur-boşalt şiirlerin(!) tamamına bedel olur. (istisnaları tenzih ederek)
şiir söylenecek söz bırakmamış; mirasla yüzleşme şiirle bu kadar güzel ifade edilebilirdi. gönlüm, ne kadar o şanlı tarihimizin dirilmesinden yana olsa da hiç umudum olmadığını üzülerek söylemek durumundayım. inşaAllah yanılırım.
"Şöyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!" Necip Fazıl Kısakürek
değerli üstadı rahmetle anıyorum.
vesile olan kalem ve kelamınıza teşekkür ve muhabbetle...
o koca tarihin tekrar dirilebilmesi için herkesin kendi içinde vicdan muhasebesi yapması lazım yoksa gelene Ağam gidene Paşamla olmaz bu işler şiir değil bu sayfa kocaman da bir tarih kütüphanesi bence adım adım öğreniyoruz öğretmek üzere yine çok anlamlı ve okudukça insanı içine saran bir şiir yüreğinden Hocam,sevgilerimle...
insanlığın çıkarlarını unutup kişisel çıkar peşinde koşanlar tarihe kara bir leke olarak düşecek siyasetin yüzkarası olarak anılacaklardır ne yazık ki..:(
tebriklerim hayata kattığınız erdemli düşün dolu eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız değerli şair Oflu dost.. sevgim saygım selamlarımla..
Dirildi, dirilecek hem de yedi kıtada İslam'ın gür sesini duyacak kevn-ü alem Görüyorum o cevher eriyor nur potada Ümmeti Muhammet de (s.a.v.) dinecek müzmin elem Az kaldı biraz sabır yakın kurtuluş nusret Yerlerde sürünüyor bitecek devri fetret... **************************************************Okuyunca şiiri, deyiver dedi biri
“ Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih! ”
( Necip Fazıl Kısakürek )
Uyan derin uykudan şanlı ecdadım, uyan! Bugün, her günden fazla sana ihtiyacım var Ben yanmayı unuttum, bâri sen derdime yan Yıkılıp aramıza set çeken süslü duvar: “ - Musîbetler gönülden pası sildi ” diyelim “ - Yenibaştan bu millet bak dirildi ” diyelim “ - Gafletin şer bayrağı indirildi ” diyelim. Bedenler ruhu ile yakınlaşıp eşleşsin Aydın, münevver ile kaynaşıp, özdeşleşsin Benlikler mâzi olsun, “ biz “ ile kardeşleşsin.
Hangi kalem şanını yazmaya muktedirdir? Hangi nakkaş mührünü fırçayla tasvir eder? Akif’ in teşbihiyle Çanakkale; Bedir’ dir Sakarya’ nın damlası bilmem kaç nehir eder? Diller mecalsiz kalır İstiklâl’ i bir ansa! Ateş kendini yakar Feth’ in adıyla yansa! Renkte ziya kalır mı Malazgirt’ e boyansa? En kıdemsiz neferin hanlardan daha handır Adaletin; bengisu, eksikliğin; buhrandır Her dilde senin adın en şerefli destandır.
Sakın yüzüme vurup, deme: “ - Nerde mirasım? ” Kadrini bilemedim, sâhip de çıkamadım “ Şımarık çocuk ” gibi bitmedi ihtirasım Özenti peşindeki hevesi yıkamadım Localarda yoğruldum, istavrozlarla piştim Josef’ in keyfi için Yusuf’ larla tepiştim Ben artık sen değilim, bak ne kadar değiştim (!) Kimliğimden utanıp: “ Batı / n! “ Dedim, batırdım Hilâli uyuşturup haç yoluna yatırdım! Artık bu coğrafyada okunmayan satırdım.
Bitmiyor istekleri, tükenmiyor pozları Ah şanlı geçmişim ah! Hâlime sen yan bugün Atının nallarının savurduğu tozları Kırk yıl silemeyenler dünyaya sultan bugün! Tel Aviv yeni kıble, yeni Kâbe Washington Hazineden sorumlu defterdarımız Mushon Sahnede gamalı haç, kuliste kanlı mason Gâibten gelen sesle belirlenirken rota Dünün kısık sesinden her gün bir başka nota Karanlık mahfillerde türlü türlü harita.
Yazılan senaryonun hilekâr sahnesiyle Körpecik fidanları fütursuzca yitirdik! Çilesi bize düşen “ortak “ bahanesiyle Son kalan akçemizi harcayarak bitirdik. Şekillenen dünyada dirençsiz ve fakirdik Medine’ de açılan yüzsüz elden hakirdik Kendi kalemimizi yine kendimiz kırdık. Teslimiyet ruhuyla başkasından bekledik Kapı kapı dolaşıp acz ile tünekledik Yetmedi, her buyruğa şeksiz biat ekledik.
Çağdaşlaşmak adına onca evrim geçirip; Şekilsiz teknelerde yoğrulduk ve yoğurduk. Ucûbe zamanlara vaftiz suyu içirip; İbret-i âlem için bugünleri doğurduk! Adım adım boy verdi her köşede hıyanet Tek halkıyla kavgalı bu zamane siyaset İstikbâl, içte dışta çetelere emanet. Sanki kendine küsmüş ufuklar; sessiz artık Doğmaya tâkati yok güneş; hevessiz artık Ciğeri iflâs eden rüzgâr; nefessiz artık.
Silkeleyip kirlenen bedenimi çamurdan İnkârcı şu ruhumu kirden temizler miyim? Özüme bağdaş kurmuş inatçı, habis urdan Kurtulup ecdadımın izini izler miyim? Bana ses ver benliğim: - Yetmedi mi esâret? Doğrul ve kalk yerinden! Bitsin müzmin kasavet Damarlarında kudret, yüreğinde cesaret. Bana ses ver ecdadım: - Neredesin ey Fatih ? Bulutlar aralanıp tekrar güler mi tâlih? Dirilir mi bir daha o koca şanlı tarih? ...
pes doğrusu güzel dizelere kutlar sevgiler sunarım...
Bir şiir ehli,bir gönül ehli yazıyorsa şiiri ve zirveleri işaret ediyorsa saygı duymak,feyz almak gerek...Alabildiğim kadar alıyor ve içten tebriklerimi,saygılarımı bırakıyorum sayfanıza hocam.
Şiir okudum kaleminizden; muhtevasıyla, anlatımıyla, fikriyle, zikriyle bizi anlatan, halimizi irdeleyen, doğru tesbitler yapan ve aslında sonucu da içinde anlatan müthiş bir şiir okudum Üstadım; Rabbim kaleminize, kelamınıza zeval vermesin... Kalbi selam vesaygılarımı bıraktım...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.