Git Artık- Bir ondörtlü namlusu dayar gibi alnıma...- Git artık, efkârımı kirpiğimde bırakıp Gözlerimden boşalıp; avuçlarıma akıp. Bakma sakın ardına git gidebildiğince Hakkın kalmasın helal et edebileceğince. İstersen ‘’hiç yoktun’’ de, ‘’hiç tanımadım’’ seni, ‘’Aşkı hiç tatmadım’’ de; yok say istersen beni. Sakın bakma giderken ardındaki enkaza Ne hicranıma aldır ne ağlayan hicaza. Nasılsa bir başka dert doldurur boşluğunu Başka dert unutturur aşkın sarhoşluğunu. En fazla bin yıl sürer yokluğuna yanışım Gördüğüm her rüyaya aldanışım kanışım. Belki silinmeyecek bir iz kalır ardında Belki gözlerimde bir deniz kalır ardında. Belki mutlu bir rüya belki bir düştür biten Belki uzun bir yoldan geri dönüştür biten. Gönlüme belki hüsran, belki eyvah kalacak Belki masmavi bir gök, belki de ah kalacak. Belki papatyaların canı biraz yanacak Gönül çiçeğe uyup belki biraz kanacak... Bir turna semahıyken her gidiş yorgun ömre Git, hiç eyvallah etme hasrete vurgun ömre. Git, kilitli bir kapı ardına göm sevdayı Ve kutsal bir görev say zamansız elvedayı. Git artık, muradını hazanıma yar edip Yarım kalan bir aşkı ömre ahuzar edip. Git artık, adresini meçhul bilmişken gönül Hem mağrur bir duruşken hem ezilmişken gönül Git artık, başka ömre eziyetsin bekletme Hem borçlusun hem kefil hem diyetsin bekletme Git artık, ne selamın ne sözün kalsın bende Ne yangınını bırak ne közün kalsın bende… 30.08.2005 Sarıyer |
Yüreğine sağlık can şairim...
her okuduğum eserinde suskunluğumun tercümesi dizelerde buluyorum kendimi,
her defasında emeğin kalitesi ile bizi buluşturmanı seviyorum.
saygı ve selam ile...