Hiç Olmayacak Bir Gece
Hiç olmayacak bir gecede
bir sokağı, sırılsıklam, yakalamak bir ucundan, geçip gitmeksizin. Kar ortasında donmuş bir güneş. Büyük Sahra’da yürüyen buz dağları. Kadife yüzeyli kaktüsler. Düşlerde bile kalmamış. Hiç olmayacak bir gece için koştuğumuzda birbirimize, yazıp yaşayamamaktı, biliyorduk artık özlemleri bile hak etmediğimizi. Yarın sabah marketlere dolacak insanlar, ellerinde yazarkasaların fiş kusmukları. Sonra bankalarda teleişlemlerin mucizeleri başlayacak. Paydos düdüğüyle işçiler, gözlerinde üretimin parıltısı ve ceplerinde farkına varılmaksızın yitirilmiş yaşamların kırıntılarıyla tulumlarını asacaklar. Hiçbiri, hiçbiri bilmeyecek, hiç olmayacak bir gecede, hiç geçilmeyecek bir sokağı ıslak uçlarından yakalamanın ne demek olduğunu. Çünkü onlara hiç anlatılmayacak. |