Bir Elvedanın Anotomisi
Beni sen öldürdün,
ruhsatsız ağızla sıktığın kör bir elvedayla.. Bilmiyorsun. ’Cennetten kovul’ bedduasını, ruh çıkışı bakışlarım sırasında kanatlarına yazdım ölürken.. Ve o son anımda, hayatım film şeridi gibi geçti gözlerimden. Tabi başrolde yine sen, ve canlandırılıyordu son sahnem.. Tekrarı ya birde, dokunamadığım yerim tekrar kanıyor. Tekrar vurulup, tekrar öldürülüyordum sanki.. San ki, ikinci vedaydı. Can’landırma ama can’landırılamadı. Dublör görünümlü cesedim, güzel canlandıramadı son sahneyi. Kimbilir, öldüğündendir belki.. Bilmiyorsun. Ruhumla izledim tekrarını. Çünkü öldüğüme inanamadım. Bana elveda sıkamazsın sanmıştım boş ağzınla. Doldurduğunu nerden bilebilirdim ki ayrılıkla.. Ağır çekimle çekilirken ruhum, gözlerim ruhumun çıkışına değil de, senin gidişini izliyordu. Son tercihim yine sen oluyordun.. Gidiyordun. Gitmeden önceki cinayetinde, elveda kurşununu dudağına yerleştirdin önce, yutkunurken de dudağının ucuna getirdin. Gitme başlığı altında konuşmalarımı kesmemi, ve susmamı bekliyordun. Daha önceki tecrübelerinden belki. Bu sefer sessiz bir cinayet olsun istiyordun.. Kalp göre göre susup, kendimi dudağının önüne attığımda, öpme gibi bir ihtimalin yoktu. Çünkü vedalar öpünce geçmezdi. Ümitsizce sustuğum sırada, ağzından birden çıkıverdi elveda.. Aniden, çok çabuk, ve hızlıca.. Öldüm. Cesedim hayattan soğudu birden. Oysa senin dudakların sıcaktı hâlâ, nefesin bile cesedime yapışıyordu adeta.. Öldüm. Gömmem gerekti kendimi, yer arıyordum kendimde.. Başka yerim yoktu, biliyordum. Kendimi kendi kalbime gömdüm, hiç çıkmayayım diye.. Çünkü kalbime gömdüklerimin mezarını sonradan kazmamıştım hiç.. Beni sen öldürmüştün, ruhsatsız ağızla sıktığın kör bir elvedayla.. Ama bütün suç benimdi, göz izim vardı çünkü dudaklarında.. Ahmet Kastancı. |