)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-328-)(-)(-)(
............................................................................
************* Alıştım ************* Dolaştım gurbetin bunca yolunu Yollar bana ben yollara alıştım Hiç hakir görmedim Allah kulunu Kullar bana ben kullara alıştım Yoksulluktur elim kolum bağlayan Hasretliktir ciğerimi dağlayan Akıp akıp gözlerimden çağlayan Seller bana ben sellere alıştım Gurbet elde yağlı çörek yiyemem Kutnu kumaş esvaplarım giyemem Dil ucuyla ben rahatım diyemem Diller bana ben dillere alıştım Kuru soğan olsun ekmeğim aşım Dertlerden kurtulsun çileli başım Ferman Baba eller benim yoldaşım Eller bana ben ellere alıştım ************** Ferman Baba ************** 1922-1996. Göle’nin Hoştülbent köyünde doğdu. Asıl adı Fermani Kızılateş’tir. İlkokulu köyünde okudu. Küçük yaşlarda türkü ve şiire ilgi duymaya başladı. Özellikle yörede Sofu Emmi olarak bilinen Cemşit Kızılateş (1886-1984) ve Celal Oğlan adıyla anılan Celal Kızılateş (1918-1959) adlı amcalarının desteğiyle türkü ve şiire ilişkin bilgisini geliştirdi. Aynı dönemlerde kaval ve bazı çalgıları çalmayı öğrendi. Köroğlu, Aşık Kerem, Aşık Garip, Sürmeli Bey gibi hikayelerin Kuzeydoğu Anadolu aşıklık geleneğindeki çeşitlemelerin çoğunu bilen sayılı aşıklardan biridir. Köroğlu’nun 7 kolunu bildiğinden bugüne aktarılması konusunda önemli bir kaynak sayılmaktadır. Ferman Baba, uzun yıllar bir devlet kurumda çalıştıktan sonra emekli oldu. Ankara’da öldü ve orada toprağa verildi. KAYNAK:© BeKa Sitesi -------------------------------------------------------------------------------- )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-328-)(-)(-)( Bazen bal şerbettir bazen de zehir Diller bana ben dillere alıştım Sözden anlasam da olsam da mahir Eller bana ben ellere alıştım Güzelin sözleri ateş baruttu Cambaz etti tel üstünde yürüttü Kızıl sarmaşıklar sardı kuruttu Güller bana ben güllere alıştım Şu belimi büken hasret olmasa Ne çıkar sevdiğim kimse bilmese Her akşam yalnızlık bir soğuk masa Haller bana ben hallere alıştım Hiç insaf kalmammış gayrı kullarda Kaç canlar tükendi gurbet ellerde Kays olup sahrada kızgın çöllerde Çöller bana ben çöllere alıştım Gerçek olamadı hayalim düşüm Başımdan gitmedi yaz günü kışım Gözümden yanağa inerken yaşım Seller bana ben sellere alıştım Hiç çeken olmadı benim nazımı Duyan da çıkmadı şu avazımı Çalıyorken böyle dertli sazımı Teller bana ben tellere alıştım Lüzumsuz’um her gün dua ederken Şu ömrünü insanlığa adarken Garip naş’ı omuzlarda giderken Sallar bana ben sallara alıştım Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Şu ömrünü insanlığa adarken
Garip naş’ı omuzlarda giderken
Sallar bana ben sallara alıştım
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz ,
ÖZÜNE SAĞLIK
TEBRİK EDERİM
SAYIN OZANIM
SEVGİLER ALLAH DAHİM ETSİN