Markiz'e Mektuplar / 2- Yüklemim hüzün benim – Markiz sana bu sefer ıslanmış bir kâğıtla Ve ömrümü yurt bilmiş sahipsiz bir ağıtla Kabuk tutmuş yaramı son defa kanatarak Islanmış gözlerimi bir yağmura satarak Gecenin kıyısında bir menekşe üşürken Karanlık yıldızları sessizce bölüşürken Semanın her yerine hüzün yağacak sanıp Karartılmış geceme güneş doğacak sanıp Sabaha dek bin kere ölerek yazıyorum Gönlümü bin parçaya bölerek yazıyorum. Markiz sen bir günahın borcu altında kalıp Bir meçhulün içinde çok uzaklara dalıp Hazanı düşünmeyip bahara kin ekerken Vakitsiz göç eyleyip semada ‘’hũ ‘’çekerken Belki biraz yoruldum belki kırıldım ama Belki sana çok kızdım belki darıldım ama Hiç pişmanlık duymadan bile bile öldüm ben Çünkü seninle bir hiç vahasız bir çöldüm ben. Ama nedendir bilmem gittiğin günden beri Sönmüş bir yıldız gibi bittiğin günden beri Hem yeni doğmuş günün sisli ışıltısından Hem bir mum alevinin isli ışıltısından Biraz sevda biraz düş biraz hüsran alarak Düşen yapraklar gibi gün be gün azalarak Gözyaşımla besleyip bir denizin suyunu Günah kabul eyleyip tüm aşkların soyunu Güne umut eksem de geceler sen kokuyor Kalem hasret kâğıt düş, heceler sen kokuyor. Belli ki unutmadım belli ki fikrimdesin Belli ki bedduamda belli ki zikrimdesin. Ne düşünsem aklımın yarısı sende hâlâ Güllerin hepsi soldu sarısı bende hâlâ. Belki de ben suçluyum belki de sırf bu yüzden Yıldızlardan düş çalıp nefret ettim gündüzden. Belki de sen haklıydın belki yanıldım ama Bir kez bile bakmadın tuz ektiğin yarama. Bazen öznesiz kalmış bir cümle gibi öksüz Bazen suya can veren nilüfer gibi köksüz Bırakarak gittiğin bir ömrün inadına Vefasız yaftasını yapıştırıp adına Önce nihavent oldun derken kırgın bir hicaz Sonra hayırsız bir düş sonra kış, sonra ayaz. Yine de susuz kalmış bir lâlezarken ömrüm Okyanus ortasında boş bir mezarken ömrüm Sensiz yaşamış ama nefes alamamışsam Gölgemi bile kovup yalnız kalamamışsam Sebebini sararmış resmine sormalıydın Başka aşka sattığın ismine sormalıydın. Çünkü ben yok saydığın bir aşkla yoğrularak Sırtımdan vurulduğum sokakta doğrularak Akşamın küskün yüzü inerken perde perde Düş satıyorum hâlâ çekip gittiğin yerde. Ama sen anıları ziyaret ettiğinde Yani mutlu düşlerin terk edip gittiğinde Hayatın emrettiği tutsaklıklara inat Gözlerin görmediği uzaklıklara inat Sesimin yankısını ararsan bir gün eğer Ve en son adresimi sorarsan bir gün eğer Sokağın en sonunda şiir çıkmazındayım Sevda ibadetinin vuslat niyazındayım. |
kaleminize sağlık....
saygılarımla..
hilal.