KAÇAKÇI
Gözleri loş olur kaçakçının……..
Nefesi içinde…...göz kapakları titrek …. Alnında dörtlü bir bakış ………..açısı bir ufuk kadar geniş…… Lorince uyur mu hiç kaçakçı……….basit mi yaşamak……. Niyeti ölmek değil….. birazcık yaşamak…… ardı da uyumaz ya kaçakçının…… beklemek de iyice kötüleşti ….ya ölüm gelirse….. vermemeli ömrünü……teslim olmamalı…… yuvasında ağır tahrikli bekleyiş….. ayrılık sınır mesafesi kadar….oysa özlemek var ya….. tedirgin tın verir gecenin pusuları …… vurulmamalı korkak olur mu hiç………ölüm en hafif yüküdür kaçakçının……. zaten ölse de boşuna öldü derler ya şerefsiz….. Oysa ki bildiriler dağıtmalı feleğe ekmek için demeli……….. Yürüdüğünde toprak susmalı….... Düşleri vurgun yememeli……. Tüfeksiz olur mu hiç kaçakçı…….sonra basitçe vuruldu mu desinler …. Sınıra vardı mı ömrün sadece yarısı teslim olur…… ikili protokoller kısa ve ayrılık ani……. Yön yuva…..yön özlem….yön umut….. Dönüşüne toprak bile yalvarıyor dayan diyor……. İçinde cesaret türküsü büyük tezahüratta……. Niyeti en azından yuvasında ölmek…… Zafere erişince sağ selamet önce bir gurur....sonra hasret……sonra tütün... Yarına çok var gibi gelir……..askıdaki huzur gelir …..birikmiş uyku gelir gözlerine…... Yarına daha çok var uyu sen kaçakçı…….. |
sizin de duyarlılığınıza bir demet tebrik bırakıyorum.
ömer çelakıl bana bir şey demedi orijinal olarak kendi fikrim :))
şiirle kalın,
saygılarr...