Sükût Eder AğıtlarTakvimler yaprak yaprak düşerken kucağıma; Sana doğru yürümek ferahlatır içimi… Yokluğun koca çınar kök salmış ocağıma; Kirpiğimde ölümün binbir türlü biçimi… Seneler ah seneler vermiyor aldığını; Yastıklarda gezerken gözyaşı devriyesi… Kim bilsin nerden bilsin babasız kaldığını; Okunur mezarında bir ömrün hikayesi… Haykırsam “Baba” diye, duvar kör, duvar sağır; Tesellisi boş gelir ahbabın, arkadaşın… Sensizlik yüreğime kurulur ağır ağır; Duvarlarda asılır hasılı mezar taşın… Gözlerinden anladım bir ömrün bittiğini; Oysa “Yavrum” diyerek sarılmıştın daha dün… Dilinin sustuğunu, canımın gittiğini; Kabullenmek imkansız kabul etmek ne mümkün… Ölümün tasvirine hangi kalem dayanır; Yokluğun tabutunu nasıl taşır kağıtlar… Bir dağın yanmasına yamaç nasıl inanır; Bundandır sözlerimde sükut eder ağıtlar… Ali ALTINLI – 04/01/2012 Saat: 23:27 |