AŞK ŞAKLABANI
Duydumki dermansız dertler başındaymış
Sarıp sarmalamış karanlıklar dört bir yanını Gözünde yaşlar kurumaz Kalp atışları göğsünü parçalar olmuş Sızım sızım sızlar olmuş bedenin Ruhun başı boş bir gezgin hiçliklerde Dudak kıvrımlarını mesken tutmuş hüzünler Ömrün tek mevsimlik olmuş Hep hasatlarda unutmuş baharları Sevgi bağlarını ayazlar sarmış Dayandığın dağlar ah o dağlar Vefasızlık depremlerinde yok olmuş Gönül evinin çatısı çökmüş Ayrılık yağmurları ıslatır olmuş Uykuya küsmüş gözlerin Ne ay nede yıldız parlar olmuş Güneş ise hiç doğmayacakmış Parçalanmış göğüs kafesinden Geçmişin irinleri akıyor olmuş Dilinde bir tövbe ile dolaşıyormuşsun Yaktığın canlardan af dilenir olmuş Ama Sadece beddualar almışsın İşte yaptıklarının cezası bu Kaç yüreği kandırıp aldattın Kaç canı acımasızca yaktın Kaç sevda bağını hunharca talan ettin Oysa şimdi Ettiğini buluyorsun Perişan Bitkin Bezgin Ümitsiz Hayatın dikenli yollarında sürün Sende tattın ya sonunda aşkı Ama fazla tutamadın Kayıp gitti avuçlarından Seni bırakıp gurbetin karanlıklarına Hadi vur başını mermer sütunlara Belki gelir aklın başına Boşuna koşma nafile Son tren çoktan kaçtı ... |