Rüyalarıma Kırağı Çalsa
“Aralanır şafaklarda sisten perdeler
Üstüne gün doğar düşlerimin Uzaklarda bir ceylan ağlar Gül dökülür gözlerinden yaş yerine Bir kalp kırılır en sağlam yerinden Bin parçaya bölünür acılar Ah, batar ayaklarıma Parçalanmış camlar örneği” Dönüp de bir baksan Yıldızlar akar suya Ayrılıklar sığınır ölüme Ve bir yığın kırık umut Aydınlığımı pancurlar Acı, güler yüzüyle kardeş Takılır kalır öylece Saçlarımın akına “Ey, eskimiş anıların ebedi büyücüsü Yitik anılarımı bul getir…” Ne zaman hüzün düşse Yapraksız dallara Leylakların kokusu sarar Kışlara inat yüreğimi Adını yazar içimdeki kör duraklara Yanıp sönen göçebe trenler Nakış nakış islimiyle Ulaşılmaz giz bahçelerine gömülürken aşk Çığlıklarım uzayıp gider Can çekişir sonra Hırçın bir sonbahar Solar bir gül gibi İçimde Çakıl taşlarının ürperten yalnızlığı Rüyalarıma kırağı çalsa Karakışlardan arta kalan sabahlarda Dudaklarım güneş diye Seni anar Hadi, geri dön Geldiğin köhne yollardan Yeni bir sayfa aç kendine Aydınlık Ferah Cevaplarını bul yüreğinde Düşün, varlığı ve yokluğu Kendini yarat yeniden İmge yanığı küllerinden Kaç mevsimsiz kar yağdı Kaç umudumu soğuk aldı Unut ayrılıkları İyileştir kanadındaki kırıkları Durma, uç Diğer yarı’n bekler seni… |