Giderken Kapıyı Ört
Giderken kapıyı ört
ayrılık rüzgarıyla çarpar bilirsin korkağım, korkarım.. yalnızlıktan korktuğum gibi ama yalnızım.. ne desem bilmiyorum ki isteksizce intihar ediyor yazdığım satırlar gözlerimden yaşlar damlıyor yüreğime damladıkça da göl olur mu yüreğim boğulur mu göğsümde bilmiyorum ama gel desem gelmeyeceksin biliyorum ama unutuyorum çoğu zaman çocukluğumda oruçlu olduğumu unutur gibi günahkara yakın bir dille söylüyorum ve kana kana içiyorum özlem cümlelerimi gel.. Giderken kapıyı ört yoksa içeriye soğuk girer bilirsin üşürüm başta ellerim üşür ama sen tutmazsın, tutuşmayız, ısınmam.. kışlıklarımı çıkardım da hatıralarımın arasından ağlaya ağlaya.. Sen de üşüye üşüye ayazın ortasında yürüyorsun gece yas tutmuş içimdeki ölümüne.. yıldızlar ön safta ay imam olmuş görüyorsun gece simsiyah bir anlamsızlık giymiş üzerine anlamsızca bakıyorum ben de anlamsızca gözlerin derken yarı da kesiyorum dudaklarımı yıldızlar diyorum.. dilekten çok elini tutmak istiyorum ama unutuyorum verdiğim sözleri çünkü unutacağım yeminlerimi dudaklarımı asıyorum dişlerime ve kanata kanata söylüyorum yine gel.. Giderken kapıyı ört tak sesinden sonra bir an için dur ne bileyim bir eşyanı unut tokan, çantan, saç telin bile olabilir mesela zile yeniden bas sonra bilirsin, açar açmaz sarılırım özlerim çünkü seni ya da istersen zile de basma ama n’olur eşyalarını unut ben de benden başka senden bir şeyler kalması için ben de ama onları asla alma.. seni hatırlatan parfüm şişeleri mesela kokun insanlara gribim burnum senden başkasının kokusunu almıyor aldırmıyor senden başkasına giderken kapıyı ört bari, bari kokun kalsın odamda.. Ahmet Kastancı. |