aşkın kuytusuna sığındı ayrılık
arayıp da bulamadığım her saniye zehir oldu kadehlerde
… kırıldı şatafatlı bir festivaldi ruhumuzda atan coşku …söndü ışığı kayıp bir define sandığına koyduk duyguları …sakladık ve yok olduk ırak bir arzuya döndü birlikteliğin yangın saatleri …küller savrulan rüzgarda ortalık toz duman nefes alış verişlere yasak kondu yalnız gecelerde hiç olmadı sabahlar kuru bir çiçek oldu defterin arasında sessizliğin lanetli bekleyişi…sensizken uykulara salınan düşlerin kızıl alevine saplandı ihtiras ateşteyim feryat figan yan ruhum yan yine/ ne gelir elinden başka yan yanabildiğince çığlıklarında saklı dualar tutsak yürek kan kırmızı vurulmuş prangalara kurtul zincirinden ömrüme bir çizik daha…bir gün daha usuma vuran her an ıslak bir serzeniş ıssızlığımda sıska bir dileniş tanrıdan aşk …s e n… her şey uçsuz bucaksız bir uzaklıkta ufuklarda kızıla çalan her yıldız…benim nar çiçekleri açar özlemlerimde…kanar yaralarım aslolan aşktı bir şarkıda…şarkı eskidi ve artık aşk yeni arayışlarda sığınılan her kuytu soğuk…her soğuk ölüm ıskaladı aşk bir kez daha…bir kez daha düşlediğim düş gözümden düşmüş sen olmayınca ırmakların sonunda beni bekleyen mavi artık çok uzakta oynaşır düşler derin boşluğunda okyanusun naftalin kokusunu çekerim içime sepya renkli fotoğrafların biriktirdiği içsel dinginliğinde sessizliğin ve davetsiz misafirim yine merhaba! ayrı bir dünya yüreğinde dolaşan yol yok…giriş yok…kayıp her şey zaman da sen de rengarenkti baharlar bir zamanlar aldı götürdü bir aşk rengi kehribar ben zamana zaman bana düşman kardeşler gibiyiz dünyayı saran sessizliğin ortasında aşksız/ayrılığa vurgun/yalnız atilla güler |
dört cihetten kollardım
dört başı mâmur bir sevdayı
öyle mahzûndu yüreğim
bir uzağa bir yakına düşerdi adım
gitmeden adımların..
///
her şey uçsuz bucaksız bir uzaklıkta...