Usul Usul, Gel Yavaş YavaşHayat artık böyle bir arenada devam edip gidiyor; aldırışsız, Herkes kendi yolunda, kurallar yok oldu, terbiye de adsız, Yere ve zamana göre değişen terbiyeye ben faydacılık derim, Ondan sonra da alır başörtümü buralardan çeker giderim... Mevsimler de değişti, kışa girerken baharı koklar olduk, Güneş de iki yüzlü, bugün gülümsüyor, yarından korktuk, Dikkatsiz bir insanın gelip dayanacağı yerdeki çeşme de, Akıp duruyor aldırışsızca, engel oldu bugünkü gezintime... Yavaş yavaş kalkmalıyım, akşam hazırlığını yapmalıyım, Sonrasında olacaklar her neyse kendi akışına bırakmalıyım, Güneş parlıyor dışarıda, ona aldanırsam yollara düşerim yine, Döner dolaşır kendi malikanemde nezlemi geçiririm yine... Bir bardak çay daha alayım, özellikle bu durumumda gerekli, Onu da içeyim, ilaçlarım da bir sonraki bardağı beklemeli, Ben de beklemedeyim zaten, hayata geldiğimden beri böyle, Yine de ulaşamadım, geldiğim yerdeki o gizemli meyveye... |