Türk Çayı
Bir gizem masalıdır doğduğu günden beri.
Yeşil edalı dağın kızıl saçlı dilberi. Efsane iklimlerde boy veren nazlı peri. Ünsiyet demlerinin edasıdır Türk çayı. Bir içen bir daha der dingin zaman çağında. Berrak bakışlarında dertli sine yıkanır. Aşinası olanlar mesrur huzur ağında. Yakut rengini gören bardak kanıyor sanır. Dostluğun kardeşliğin ilanıdır dünyaya. Işıltısında huzur tadında ünsiyet var. Tavrıyla rakip odur saçları ıslak aya. Güneşten önce gönle onun şuası doğar. Sükûn çağı renginde dal budak salar çayın. Asude mevsimlerde gönlünü çeler ayın. Muhabbet odasıdır gönül denen sarayın. Yürekten gelen sesin sedasıdır Türk çayı. Yalındır mütevazı dinginliktir avazı. Asude iklimlere kanatlanır içenler. Harfler ile yazılmaz naz makamında nazı. Sükûnet hâli yaşar onu sırdaş seçenler. Lâle bahçelerinin rengini taşır suya. Gamzesine gönüller ipek ağla bağlanır. Rengiyle kokusuyla tılsım olur uykuya. Vuslatı için ateş içten içe dağlanır. Haz mevsimine kanat gösterişsiz saltanat Gıpta coğrafyasında ipek yeleli has at. İklimi Anadolu nazenin soylu sanat. Demlikle semaverin nidasıdır Türk çayı. Ankara,13.12.2011 İ.K |