Dünya Ne Kadar Garip Bir ArenaHayatın gariplikleri saymakla bitmez, teslim olmak lazım, ‘Amenna ve sadeqna’ dedik, bunu baştan belirtme lazım, Televizyonun bir kanalında dalgıçlar dalmaya hazırlanıyor, Çok imreniyorum, hayat böyle hayhuylarla gelip geçiyor... Dalgıç olsam bile uzaya gidemezdim, dalmaktan korkarım, Gemiye ve uçağa binmekten korkmam, uzaydan korkarım, Seyretmeye doyamam oralara gidenleri, korkağın biriyim, Belki de değilim, olması gerektiği gibi tepki veren biriyim... Gelelim pencerenin karşısındaki dünyaya, orası başka güzel, Kargalarla yakın ilişkim yok ama uzaktan bakışmak da güzel, Dolapta bekleyen ekmek vardı, başıma geleceği bilerek attım, Minnoşla annesi sırayla koklayıp bıraktı, hallerine şaşmadım... Penceremin karşısında uzanan teldeki karga acaba aynısı mı? Dikkatini çektiğimde yan gözle bakıyor, bu bakış tanıdığına mı? Kedilerin beğenmediği ekmek dilimlerinden birinin yanına kondu, Gagalayarak yemek istedi, kaymasın diye ayağını üzerine koydu... Onun içgüdüsü benim zekamı geçmek üzere, ekmeği ben attım, İyi nişan alamadığımdan tam da yolun ortasına isabet ettirdim, Zavallı karga gagalarken bir taşıt geliyor, o da uçup tele konuyor, Ekmek orada, karga telde, ben burada, şiir istediğim gibi olmuyor... ‘Zaten yazdığım hangi şiir istediğim gibi oldu ki?’ diye soracaktım, Kelimeler ağzımda kalıverdi, birdenbire eski günlerimi hatırladım, Kendi kendime küsüp gidiyorum, aynı şekilde barışıp geliyorum, Ayıptır söylemesi, son zamanlarda buralarda bunu hep yapıyorum... |