HÜSEYİN OLUP UZANMAK VARDI TOPRAĞINA KERBELÂ’NINHüseyin olup uzanmak vardı toprağına Kerbelâ’nın Yüreklerimizi teyelleyip ölüm denen ayrılığa. Kerbelâ ağıt olarak dağıtır yezidî bulutları Yediveren güldür o diriltir kalplerdeki umutları. Hicret Kerbelâ’nın ilk habercisiydi yıllar öncesinden Hüseyin’in yüreği kuvvet bulur Peygamberin elinden. Gözyaşları dökülüp buza dönüşür Kerbelâ çölünde İnsan olanın kanı donar yezidî zulmün pençesinde. Bir yanda İbrahim, Musa, İsa, Muhammed, Ali, Hüseyin Karşıda nemrut, firavun, kayser, kureyş, muaviye, yezit! Fırat’ın bir yakasında özgürlük savaşçıları mağrur Diğer yakasında insan hayatının cellâtları durur. Kerbelâ’da yaşanır kıyamet mahşerinin provası Şehitlerin kanıyla sulanan çöl olur cennet bahçesi. Münker maskesi giyenleri şahadet ifşa eder bir tek Ölmeye yürüyen Hüseyin’in görevidir ifşa etmek. Kanıyla kanıtlar yezidî yönetimin sahteliğini Ağlamak değil kutlamak düşer bizlere can Hüseyin’i. Zeynep’in omuzlarında kardeşinin mesajının yükü Hüseyin’in kızıl gül kokulu gömleği elinde çünkü. Hüseyin olup uzanmak vardı toprağına Kerbelâ’nın Yüreklerimizi teyelleyip ölüm denen ayrılığa. |