Yalnızlığın Kan'atan Arenası
Beni yalnızlığımın kan’atan arenasına doğru attılar
ve dövüş diye bağırıyorlardı.. I. Kan duvarların üstüme geldiği ağrıdan soyunma odasındaki çıplaklığımla arena kapıları açılınca kurtuldum.. tezahürat sessizliğinden çınlayan kulaklarımla ölüm yeminimi edip olmayan düşmanımı arıyordum.. çığlık sesleriyle beraber çıkıyordu kılıcım ve kılıcım sensizliğin keskin tarafıydı yalnızlığım güneşin yanındaki loşluk havamı karartıyor kan duvarlara sarılıp ağlıyordum.. II. tıklım tıklım ölüm dolu tribünlerin kanatan tezahüratları kulaklarımı kesiyordu hep bir ağızdan öldür ! diye çıkan gürültüsünü kalkanıma sıkıştırıp kılıcımı sallıyordum yalnızlığa.. ölümcül silahımı çıkarıp göklerden kurbanımı seçer seçmez azraili kan kırmızısında yıkayacaktım.. kılıcımı tekrar salladığımda kestim anılarımı.. kanla karışık benler akmaya başladı.. düşmanım kim ! ? diye haykırma sorusu gözüme kestirdiğim bıçak yüzlü adamla son buldu.. III. Başparmaklar aşağı indiğinde kılıcımla uçuracaktım kellesini.. bir kılıç darbesiyle hayallerimdeki acıyı içine sıkıştırarak yalnız kalmayacaktım.. tam kılıç inerken esir olan benin karamsar bakışlarına maruz kalan sen gülüyordun.. yerde yatan bendim. kendimi öldürmeye çalışıyor intihar süsünden uzak bir ölümü arzuluyordum.. her seçenek intiharı işaretliyordu ben de beynimdeki soruları kalemimle beraber bıraktım.. parmaklar yukarıya doğru kalktı, ve ölmedim çünkü öldürmedim.. Ahmet Kastancı. |