FIRAT'A GİDİYORUM
haydi hüznüm yürü be gidelim,
bu böyle olmayacak gibi.. ne sen geçiyorsun benden, ne ben çıkıyorum yalnızlık içerisinden neyin var söyle alacak? neden müptelasın bu ömrüme? irsi misin yoksa geçmişimden? boşver, yürü de gidelim,.. hayır vardır inşallah bu işte.. istersen helalleşelim şimdi.. uzat görmediğim kollarını, sana bir kez daha sarılayım çok olmadı zaten senle tanışalı hem adını da bilmiyorum tam hüzün müydü yoksa? yalnızlık mı diğer adın.. her neyse.. ben fırat’ın ötesine gidiyorum, kal işte bir başına.. sus..! konuşma..! sen zaten hatıralarla yaşarsın sana bırakacak bir şeyim de kalmadı zaten ağlama.. ağlama.. lakin sen kapımı çaldığında, senden öğrendim ben ağlamayı.. pekala gel haydi, eşlik et bir yere kadar.. mihmandarım ol, sürveyanım ol şimdilik.. söyle kaç adımlık yolumuz var? bir solukta aşar mıyız? fırat gibi, dolup dolup taşar mıyız? heyy..! nereye geldik böyle? önümüz karanlık, sen görebiliyor musun? hani tutacaktın elimden? hani mavi denizlerim nerde? hani umutlarım, hani yarınlarım? hani bekliyordu bizi o, varacağımız yerde? yine mi beni kandırdın kendince? bu kaçıncı.? çık istersen odamdan artık..! senin ki aldatma, senin ki rüya, rüyalarında yırtık yırtık.. yolların zaten hep bilmece.. bir kere doladın ismini boynuma, yok mu senin başka adresin? çık içimden yalnızlık, kuru iklimlere git.. ya da taze ayrılıklara.. ben baharı özledim, fırat’a gidiyorum.. bu sefer düş değil.. zaten seni de hiç sevmemiştim.. ikiaralıkonbir |