Değiştir üzerimi tanrım
şimdi aşk teferruatına giriyorum sen’li bir gecede
seni anımsatan her şeyinle ay’ın şahit olduğu o yerde hatırlıyor musun? yağmurlar düşerken gelirdik buraya saçlarını ıslatmaya yetiyorken öpmelerim, sen yine bir bulut seçerdin kendine üstelik inat edercesine.. dalgaların sahile getirdiği mercanları toplardın birer birer.. avuçlarında sakladığını belli ederek yinede sorardın.. bense sırf tutmak için elini, ya şundadır ya bunda derdim bir türlü bulamazdım.. oltanın ucuna takılan muşamba gemici şapkası var ya.. sen koca bir çığlık atmıştın hani.. bense martıya kaptırmamak için güya yakaladığımız balığı, son gücümle asılmıştım oltaya.. heyyy allahım.. ne çok gülmüştük muşamba gemici şapkasına biz aslında her şeye gülerdik romantik olmazdık fazla hayata.. nerde bir gökyüzü varsa orada konaklardık mucizlere inanırdık yakışıksız durmayanı üstümüzden çıkartır atardık şimdi yağmura bürünmüş soluğu çekiyorum içime yaz göç ediyor buralardan.. bir haziran ortası kızıllığında saklanıyorsun, yüzünü benden yine gizliyorsun.. yakışıksız bir mevsime mi açıldı gözlerin? aşk yakışmadı mı bize birtanem? çıkartıp attık mı onuda yüreğimizden? aşk yoksa, sen yoksan, ne kaldı geriye.. değiştir üzerimi tanrım sana yalvarıyorum.. kapanırken yüzüm secdene, göz kapaklarımı indiriyorum karanlığına canı cehenneme artık gök mavilerinin.. çünkü yanımda yoksun..! yirmibiraralıkonbirgecesi |