AşkBilmeden yürüyordum; Baharın keskin kokusunun üzerime işlediği sihrin etkisini. Bilmeden yürüyordum; Kiraz çiçeği tadında bir aşkın zehirleyen nefesini. Bilmeden. Şehrin sokaklarında avare dolaşıyordum, umursamadan kimseyi. Bir güzel göründü, Ellerinde bir meyve sepeti, dudağında güneşin aksi. Yürüyordu, üzerinde acımasız gülüşleri ve kızıl yanakları. Yürüyordu, savurarak kiraz çiçeği renginde eteğini. Bakışların keskin etkisi bir an bile tereddüt etmedi, İçime işledi. Yüzündeki özgürlük ifadesi dorukların taze nefesi, Benliğimi sarı verdi. Öylesine hafif, öylesine beyaz, mutluluk renginde kiraz çiçekleri, Üzerime üflendi. Yürüyemedim. Bir ağaç gölgesine sığındım, hasta bir ihtiyar gibi. Kalp atışlarım hızlandı, Bir an bile susmadı, milyonlarca hayali bir anda yaşadı Bakakaldım, Dudaklarımda kelimeler kitlendi, bir tek nefes bile derdimi söyleyemedi Yanımdan geçti, Kim olduğumu önemsemedi. Bir tek kelime bile etmedi. Bakışları ağır ve aşağılayıcıydı. Kim olduğumum ne önemi vardı. Onun dertleri başkaydı. Bir bakış bile atmadı, bir bahar mutluluğunda, kiraz çiçeği ömründe bir buseyle çekip gitti. Kiraz çiçeği tadında hayaller kuruyordum o anda Sarılıyordum ona pembe bir mevsim kokusunda Bilmiyordum; Aşkın görünmez acısının bırakacağı yaranın derinliğini Bilmiyordum; Benliğimin böylesine teslim olacağını Aklımı bulandırmıştı, şarap gibi Ne yapacağımı bilemiyordum. Nere gideceğimi Bahar tadında bir meyve bahçesinde dolaştım saatlerce Kiraz çiçeklerini arıyordum Mevsimin bu kadar çabuk geçeceğini bilmiyordum Bir anda kaybolup gitti güneş ışıkları gibi Akşamın karanlığı sardı bütün şehri Bir küçük rüya, mutlu bir sinema gibi bitip gitmişti. Geri aldığımda benliğimi. |