İstiridye Gibi
İstiridye
Kabuğunu acıtarak Bulutsuz doğururken Beyaz ölümünü Renk tacirleri Örümceğin ağlarına eklemek için Bir mercanla sevdasını ayırmak uğruna Zıpkınlarını sivriltirlerken Suların kumul eteklerinde Gün batımlarından im kopartan Ölü ozanlar Bir alfabenin daha hatmini indirirken Göğ-üstlerine İki ürperti ölür gibi oldu Sütten kesilince umut Uçucu bir reyhan gibi sır kuşları Akrebin kuyruğu rüyamın daracık mavisinde Kim dikecek yırtılan gök kuşağını Ucu dilli kemik iğnesiyle Asla iğnelemeden Ama iğneleşerek Yaşlı İstiridye Yıkarken yavrusunu beyazla salgısı sedef Bu dip notların damarlarından sızan Günlerin teri Tuzlu bir sessizlik El ele bir dudak kimsesizliği Kabuğu kendiliğinden açılmalı… Oktay Coşar |
çok güzeldi