VAN...
Yatılı okul okudukki içimiz yandı.
van’da çeyrek ekmeğim kaldı altı zeytin demir bardakta çok sıcak çayım hepsi devlet yardımı anılarım ülkenin ışıksız şehirlerine dağılmış artık yaşlanmış arkadaşlarım kaldı ekmek çalan Reşat’ım kaldı ekmek çalmak ayıp değildi günahta neylersin doymuyordu insan o yaşta gece gözlü sevgilim kaldı edremitin kıyısında buzlanmış süt içirdiğim kediler kaldı farklıydı farklı bakarlardı dünyaya bir mavi bir yeşil mavi bir çırak bıraktık ortada tek başına Cemal’im yandı yüzüne ay düşman zaten şeker illeti vardı bu kez Van çok ağırdı kimbilir belki ilk gece bizi çağırdı oysa hiç kimse artık liseli değildi ve elleri yorgun belkide kulakları sağırdı Van’da tek tip elbiselerim kaldı bir parmağı felçli ve mezurasız terzi dikmişti ceplerinde filitresiz dumanlarım kaldı feto aşırmasın diye saklamıştım bilemedim yoksa o dumanları sana kurban etmezmiydim Van’da dikenli telle çevrilmiş okulum kaldı kendi diktiğim ağaçlarım izinsiz meyvesini koparamadığım zeko’nun sağ ayağında topum Halil’in yastığında radyom ve Dursun’da yakası çevrilmiş gömleğim kaldı Van bu kez çok ağırdı ağır bir yağmur oldu üzerimize ağladı Van derin yandı dostlar göl kabardı hüzünle beslenmiş mazimizi içine aldı |
ahmet umut tarafından 9/27/2012 3:24:27 PM zamanında düzenlenmiştir.