Ne bir haber,
Ne bir kelâm,
Ne de geldi bir selâm...
Anladım ki artık,
Koptuk birbirimizden vesselâm.
Aynı
güneş altında,
Aynı havayı solusak ta...
Belli ki hoyratça esti rüzgâr bu kez,
Mahkûm kıldı artık bizi,
Yaşamaya birbirimizden uzakta.
Tek tesellim;
Bir gurup vakti,
Ufuk a doğru bakarken,
Maziyi anımsamak,
Ya da demlenirken çilingir soframda,
Birer birer, anıları çağrıştırmak olacak...
En azından şunu biliyorum ki,
Gurur ne kadar üstün gelse de
aşktan,
Gözlerimize yine yaşlar dolacak...
Maziden hisse kapmak için,
Zaman kolladığımız da,
Gerçekler dikilecek karşımıza,
Yüzleşmek zor olsa da...
Hatanın cevabını veremeden,
Nehir hızıyla geçip gidecek
zaman,
Seneler bir birinin ardınca...
Belki de bir daha karşılaşma imkânı bile olmayacak,
Yargısızca infaz neticesinde,
Hüküm giymiş olacak,
Yarım kalan bu
aşk...
Nasıl?
Neden?
Niçin?
Soruları cevapsız.
Tek bildiğim ve görebildiğim şey,
O büyük sandığımız
aşktan,
Birkaç resim,
Birkaç mektup,
Birkaç tatlı sözcük,
Geride kalan...
Ve bir de, asla ayrılmayacağız diye,
Söylenilen koskoca bir
yalan...
20.11.2011
Erman Ulusoy
Kırklareli