PERDE KAPANIR IŞIKLAR SÖNER
Alkışkar!
Alkışlar alır aklını başından Nice câhil olanların. Ama iyi bilir sanatkâr Geçer bunlarda. Neler, neler geçmedi ki. Kimler, kimler unutulmadı ki! Sahne aldığı tiyatoraların önünden Geçmeye yüreği dayanmaz Halit beyin, vaktinde Az oyun oynamamış. Alkış sesleri hâlâ Yüreğinde Çınlıyor. Berrin Hanım Yeşilçam’ın gülüymüş vaktinde Şimdi öldürsen çıkmaz İstiklâl’e. Huzurevinde Pek bi huzursuz recisör Sami Bey. Anlatacak ne çok anısı var oysa Dinleyecek olanı bir bulsa. Hemşireler sıkılmışlar Doktorların vakti yok Arada seyrek gelen Misafirler belki On bilemedin Yirmi dakika Dinlerler Yeter… Zümrüt. Zümrüt Hanımefendi. On yıldır yalnız yaşıyor(muş) Kimi kimsesi yok(muş)… Eskiden sahneye çıkarmış Sahnede nasılda parlarmış. Fotoğraflarından bile belli Siyah beyazda olsa anlaşılıyor ışıltısı Beylerin hepsi bir ona âşık… Hasan bey Yazar, çizer, tiyatroya da bulaşmış İki evlât büyütmüş, biri hayırsız. Ama kızından yana gülmüş yüzü Hacca gitmiş gelmişler beraber Hanımı erken göçünce Vasiyet etmiş kızına… Kimi yalnız, huysuz kimi. Kimi geçim derdi ile muzdarip Kimi vefâsızlığın gamına batmış Keyfi yerinde pek azının… Ey san’at yolunun yolcusu Bazı sanatçıların hâli ibret-i âlemdir Derstir sana. İyi oku, anla. 14.19 - 17 Kasım 2011 İstanbul |