güne düşen bir savaştan kopup gelen içsel çekişmelerim
ağzımın dolusunca savrulur sözler
sersem bir hiçlikte serilir ortalığa küfürler bini bir para eder kuytu köşelere saklanmayıp iğdiş edilen her yeminle kırılır günün ışıkları bulutlara emanet bir bıçak sırtı sevdada yorgunluğu ile arsız kavgaların hüzne atlar güneş ve gri bir gökyüzü doyumsuz isteklerin geri dönüşü cevapsız oturur başköşelere patlamaya hazır bir kırılganlık içinde yutkunamam ne gitmek ister ne de kalmak göz yağmurlarına karışan öfkem dağınık hayata bir adım daha kimler kalır benden yana kimlerin eli yüreğimdeki karşılıksız sorulara eklenir yenileri karanlığa yakın saatlerde başlar oyunu yalnızlığın ve siyaha düşer saniyeler hüzünlü bir öykünün içinde kaybolur yaşanmışlıklar aşk geçer içimden…sen geçersin okunmaz esamesi kimsesizliğin kalır oralarda bir yerde boğar içimde dans eden sevişleri düşe düşer isyanlarım umarsız ve son yudumla kırmızı şarabımdan aldığım yığılır odama gece ayazında yapayalnız atilla güler resim: beyaz patlama/Nil Köken |
"odalarda ışıksızım"
geceyle benim savaşım...
Sevgiyle