--- AKŞAM GÜNEŞİ ---
Sahipsiz kayalıkların üstünde güneşi seyreden
O sarışın Ege kızlarının gözleri gibi aldı bakışların beni benden Sıcaklığın ve samimiyetin içimdeki kurumuş papatya tarlalarına Bekledikleri polenleri serpti yılların ardından... Bir bardak sıcak çayda’mı yoksa gülümseyişindeki sıcaklıkta mı gizliydi Yada bu koca şehirde mi kalmadı artık senin gibi yürekli insanlar bilemem Şimdi sana layık olmak var hayatta, cesur ve yürekli olmak var Hak etmek var bu güveni ve sevgiyi, AMCAM deyişini gururla yaşamak var... Hayaller kuruyor şimdi içimdeki büyümek bilmeyen çocuk Birlikte mangal yakıyoruz bir akşam, gecesinde ağ atıyoruz denize Sabah olduğunda kahvaltı masasında yine huzur var, sen var Seni yaşamak, senin ile yaşamak güveni aslında insan ömrünün, görebilene... Bendeki yerini bilemezsin, sadece dinlersin sevdiklerinden Ben seni 27 Mart 2005 günü getirdim hayatıma aslında Sadece karşılaşmamız ve görüşmemiz biraz zaman aldı amcam Şimdi son nefese kadar AMCAMSIN... Akşamın değil ömrümün güneşisin 27 Mart gibi içten ve ölümsüz... Not : AMCAM Nazmi ÜNAL’a armağan... Ellerinden öpüyorum amcacım... 27 Mart 2005 günü, vatani görevimi yaparken aldığım bir haber yıktı beni... Amcam’ı kaybetmiştim... Benim doğum günümde, hayattaki en sevdiğimi kaybetmiş olmam dayanılır bir acı değil... Zamanla yaralarıma kabuk bağlatmayı öğretmeye çalıştım, ama sen bir merhem gibi gelip o yarayı kapatmaya çalıştın kişiliğin ile, onurun ile, gerçekçiliğin ve içtenliğin ile... İşte bundandır doğumunun 27 Mart’ta oluşu... |