Çirkin Kral
Bir, esmeri gördüm.
Adını… Çirkin Kral koydum. Bu, çirkinle ne işin var? Dediler, dediler dediler. Ruhu güzel dedim. Güldüler, güldüler güldüler. Dedim ki… Gülmeyin! O beni mutlu eder. Başladım hayal kurmaya… Kimse beğenmez onu, Bende, kalır her dem. Birazda, kıskancım ya! Beğenmezler, çirkini dedim. Nereden bilirdim ki? Bana gelince, biraz sevince, Hint kumaşı olup ta! Açık arttırmaya çıkarılacağını. Çirkin Kral ne zaman geleceksin? Randevu defterine baktı. Zamanı, yeri, tarihi verdi. Gitti bizim… Çirkin Kral. Günler, aylar geçip gitti. Aradım, aradım aradım, Bulamadım, aklıma geldi. Şu, tarihe bir daha bakayım. Zaman: Güneşin doğmayacağı gün, Yer: Makberde yalnızlığın, Tarih: 30 Şubat… Yazıyordu. Düşündüm, düşündüm düşündüm. Bu ne biçim randevu! Kendine gel, güzel kız dedim. Doğruya, güneş hep doğacak. Makberde, zaten yalnız kalınacak. 30 Şubat hiç gelmeyecek. Çirkin Kral beni toptan, Mutsuzluğa atıvermiş. Kendine gel! Güzel kız dedim. Çirkin Kral! Bu tarihe inat! İnadım, inat olsun ki! En yakışıklıya, yar olacağım. Ruhunu, sevmiştim ya! Geç kalmadan anladım. Oda, peş para etmezmiş… Bilgehan Emirşanoğlu |
Nereden bilirdim ki?
Bana gelince, biraz sevince,
Hint kumaşı olup ta!
gönül diyelim...kimi sevip sevmeyecegi belli olmuyor ne yazikki...siirinizde iyi hiciv etmissiniz bazi vurgulamalari...
kendini bilenler, aska sevgiye sayginligi olanlara sapka cikarmak gerek diyorum ya kendini birsey sanipta aski sollayanlara ne demeli !! bunuda kendileri düsünsünler diyorum....yüregine saglik sevgili sairem..sevgilerimle