AĞUTOS BÖCEĞİ..
Bilir misin ey yar,
Bilir misin? Ağustos böceğinin hayat hikâyesini, Larvasının dünyadan bir haber, On yedi yıl yeraltında kaldığını, On yedi yılda iki santim, Bilemedin üç santim büyüdüğünü, Tıpkı benim gibi… Ben bir ömür verdim seni bulmak için. Ama ben büyümedim, Küçülüp kayboldum sensizlikte. Kıskanırım ağustos böceklerini, Onlar, on yedi yıl karanlıkta kalırken, Ben hala karanlıktayım biliyor musun? Bunca sabırla beklemesinin ardından Ne kadar ömrü vardır dersin… Ağustos ayı boyunca, Koskoca otuz gün. Otuz gün cır cır ötmek içindir gönlünce, Bir ömür beklemenin ödülü, Bunca uzun bekleyiş. Kıskanırım sevdiğim, Kıskanırım otuz günü… Ben bir ömür bekledim seni, Otuz yıl daha beklerim, Ömrüm olursa daha fazlası da beklenmez değil, Üç gün yaşamak için sevgini, Tutmak için ellerini, Görmek için gözlerini. Bir ömür verirdim düşünmeden sevgili, Bir nefes yaşamak için seni… Gönlünce otuz gün yaşıyor diye, Kıskandım ağustos böceklerini. Süleyman EKİNCİ İSTANBUL PUSLU,RÜZGARLI VE SOĞUK, iNSANIN İÇİNİ KARARTAN BİR HAVA VAR. GRİLEŞTİ HAVA,PATLADI PATLAYACAK, SANKİ HÜZÜN SAÇACAK, MEMLEKET GİBİ UMUTSUZ, ... BİR GÜLÜMSESEN EY YAR, BİR BAKSAN İSTANBULA, HER YER AYDINLANACAK... S.EKİNCİ |