kuru bir gül, sayfaların arasında...
kirliydim ben
yer gök toz ve toprak eğildim birden ben! kokladım... sonra da birden kalkarak yeniden... bir daha... içimden burnuma sızan çürümüş bir cesede bulanmışım meğer... elimdeydi bir avuç toprak silkeledim! ama terketmedi beni... aldı kucağına okşadı yanağımdan... ne kadar da hasretmişim meğer... bir sıcak avuca... sakin bir ağacın kovuğuna... sonra yazmaya başladım ben... çağırıyorlardı beni uzak topraklardan... geçtim kendimden... döküldü parmaklarım birer birer toz oldu, dağıldım... avundum sonra ben, avundum... bir rüya görüyorum şu anda... tam da tam da, bu anda... şiir yazıyormuşum... sanki yazıyormuşum sanki yaşıyormuşum... sanki kaçıyormuşum... tutamadım ama ben... kaçırdım ucunu... karıştım kurak tarlalara ve dedim ki rüyamda dedim ki bir gün ama bir gün mutlaka dedim ki çiçek açıyormuşum... bakma sen bana... ben, aslen ve aslen meğerse, sadece... dört tarafı karanlık dört tarafı kapalı terkedilipte, gürgenden bir kutuya asırlardır bekleyen saati kurulu çorak bir postmuşum... 16.10.2011 |