Selametle Bay'ım
Mışıl mışıl uyurken siz o Cehennem gecelerde,
Ben adınızı kazıdım yüreğimden acıtarak... İçimde bir vicdan hesaplaşması / içimde bir vicdansızlık hesapsızlığı! Siz kadar bende suçluydum belki; ya da ben kadar masumdunuz... Siz bana ne kadar yakıştırsanızda, bu aşk ihaneti haketmedi! Hiçbir geçmiş bu yürekte bu kadar sevilmedi... Belki de siz kara bir sevdanın başrolüydünüz! Şimdi elde avuçta kalan bir sürü yalan dolan! Ve yaşanılmaması gereken bir aşkın ardından hayatlar talan... Kimbilir... Siz kadar güvenebilseydim kendime, Ya da ben kadar vurdumduymaz olabilseydiniz sözde... O zaman belki de , Belki de gerçeklere kör olup kendini kandırabilen aşıklardan olabilirdik... Görünürde mutlu mesut / özünde sahtekar aşklar! Boşverin Bay’ım böylesi müstahak bize... Ben bebeklerimle oynarım, Siz misketlerinizi sayın... Bu evcilik oyunu burda biter selametle, Birgün büyük adam olunca görüşme(me)k üzere! |