UYU MİLLETİM UYU!
Ülkemde gayri âdil, bir düzen hüküm sürer
Bozkurt gezen dağlarda şimdi çakallar ürer Kim sesini yükseltse hemen defterin dürer Yandaşına sevecen, karşı olana fevrî Deniz feneri ile inananlar sağıldı Biz ne yapabiliriz? Ordu bile dağıldı Bizlere damla su yok, baştan kestiler çayı Haram fâizin adı, onlar için ’kâr payı’ Düzenleme yapıldı zam falan yok be dayı! Bütün halk mutlu mes’ut, nerden çıkardın cevri? Beraberce yürüyüp ıslansaydın seçimde Şimdi inat etmezdin üç kuruşla geçimde Ak diye yutturdular, oysa niyetler kara Gizlenir gösterilmez kanayan bir çok yara ’Akıllandım’ desen de artık etmez ki para Hiç boşuna ağlama, devir gülen’in devri Ülkemde para eden her ne varsa satıldı Bu düzenin temeli yıllar önce atıldı Bir şey değişmeyecek biliyorum ben ama Gidişâta bakıyor ve düşüyorum gama Kâğıdım paramparça, on yerden vurdum yama Yaza yaza hâl oldu döndü kalemin nevri Hepimizi dibine çekmekte kör bir kuyu Sakın açma gözünü, uyu milletim uyu! . |
Hiçbir şey kâr etmiyor, artık "deveye diken!"
İstismarda son noktaya gelmiş bulunuyoruz.Sorgulamaya kalkanlara da bu zihniyetin cevabı "vardır elbet bir hikmeti" oluyor! Eh, "Peygamber" (haşa) ilan edilen birinin de hikmetinden sual olmaz herhalde!!! Şimdi hep beraber söylüyoruz; Meeeeeeeee,
meeeeeeeeeeeee,meeeeeeeeeeeeeeeee!!! Saygılarımla.