Huzurun gülü açar billûrdan saatlerde.
Buğulanır zamanın siması cam içinde.
Demlenir nazın ömrü misilsiz vaatlerde.
Çekik gözlü periler yıldız sayarken Çin’de.


Duyulmamış besteler ateşin nefesinde.
Doru at yelesinde bin efsane demlenir.
Gönül kırk hayal görür kaşığın has sesinde.
Berraklaşan bardağa bakan gözler nemlenir.


Perilerin gamzesi salar nazını suya.
Suyun ışıltısında naz hazza tebdil olur.
Leylanın dertlisinde göz hasrettir uykuya.
Semaverin sukûtu konuşulan dil olur.


Demlik ile semaver hayalin kucağında.
İnce belli dilberler hasretle yola bakar.
Mecnun menzili arar yüreği aşk ağında.
Irmaklar yelyepelek sevda yurduna akar.


Bazen sükût anında ne fırtınalar kopar.
Sel olur gönül mülkü sinede ateş dağı.
Toplar tası tarağı bir peri apar topar.
Ve acır çayın demi kor sarar viran bağı.
Ankara,13.10.2011 İ.K