Öyle Sandık
Biz o oyunu kaç kere izledik ve kaç kere kırıldık
O koltukların en tedirgin tarafında otururken Oyun bitti sandık bitmemiş Oyun bitti Sandık bitmemiş. Sandık ki sandık bize sandık Sandık ki sandık bize sadık İçinden neler çıkacak sandık Meğer sandık pek sanrıymış Açtık lakin meraklı öykülerimizle Birkaç cennet çıktı eskiden çizdiğimiz Birkaç fırtına çıktı, hırçınlığı kendine Biraz pencere çıktı, tam kapanmak üzereyken Biraz kapı çıktı, seyrek çalınan Sonra bir dudak yolu, geceden pıhtıya doğru Sonra bir zincir, cellat utangaçlığında Kağıdımızın zamansız yanında el değmemiş bir tohum Bir açsa, kahin bilecek her şeyi Oysa çok sisli bu hikaye Gittikçe daralıyor görüş alanımız Bin pusula bile yönlendiremiyor kokularımızı Biz o yankıları kaç kere yutkunduk arzularımız tokken Kaç kere bir uçurum çıktı hüzün yıldönümlerimizden Ağaç nasıl eğilirdi sahi? Kovuğu ıslakken mi? Biz başka oyunların kavmiyiz artık, derinlerden giden Kaparken sandığımızı son kere Kaparken sandık aslında, asıl sandığımızın asıl olmadığını Göz bebeklerimizi takas ettiğimizde anladık ne sandığımızı Meğer sandıklarımız karışmış, biz bizi düş sanarken… |